Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/3534
Karar No: 2010/178
Karar Tarihi: 18.01.2010

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2009/3534 Esas 2010/178 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı bir kişi, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle 10.000 TL manevi tazminat istemiştir. Davacının fotoğrafı, tutuklu bir başka kişinin haberinde kullanılarak, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu ileri sürülmüştür. Yerel mahkeme, yayının gerçek olmadığı ve yeterli araştırma yapılmadan yapılan yayının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, istemin bir bölümünü kabul etmiştir. Ancak, yayının olay gününde beliren duruma göre yapılmış olduğu ve gerçeğe uygun olduğu benimsenerek, manevi tazminat istemi reddedilmiştir. Basın özgürlüğünün sınırları, Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddelerinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmamak şeklinde belirlenmiştir. Basının, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapması gerektiği vurgulanmaktadır. Basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, kamu yararını gözetmelidir. Kararda yer alan kanun maddeleri: Anayasanın 28. maddesi, 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddeleri, Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddeleridir.
4. Hukuk Dairesi         2009/3534 E.  ,  2010/178 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Gaz. ve Mat. A.Ş aleyhine 09/04/2008 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle 10.000 TL manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; 3.000 TL manevi tazminat taktirine dair verilen 18/11/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi tazminatın ödetilmesi isteğine ilişkindir.
    Davacılar, bir soruşturma nedeniyle tutuklanan başka bir kişiye ilişkin haberde davacıya ait fotoğraf kullanılarak kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu ileri sürerek istekte bulunmuşlardır.
    Davalılar ise, yayının hukuka uygun olduğunu ileri sürerek istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, yayının gerçek olmadığı, yeterli araştırma yapılmadan yapılan yayının hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle, istemin bir bölümü kabul edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasanın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Yasasının 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanununun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dava konusu yayında, ambulans sürücüsü olan dava dışı ..."un uyuşturucu ile yakalanarak tutuklandığına ilişkin haber yayımlanmış, aynı haberin yanında ise davacıya ait fotoğraf kullanılmıştır. Dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden, davacının da aynı soruşturma kapsamında “şüpheli” olarak sorgulandığı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığı, daha sonra açılan ceza davasında diğer kuşkulunun cezalandırıldığı, davacının ise beraetine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Bu bilgi ve gelişmelere göre dava konusu yayın içerik olarak gerçeğe uygundur. Sadece yayın konusu olaydaki kişilerin adı ve fotoğrafları farklı olup ayrıntı niteliğindeki bu yanlışlık, tek başına yayının hukuka aykırı olduğu sonucunu doğurmaz. Yayın, olay gününde beliren duruma göre yapılmış ve davacının da kuşkulanılanlar arasında olduğu bir soruşturmanın diğer kuşkulusu hakkındaki somut olgu ve olaylar anlatılmıştır. Basın özgürlüğü gereğince basından, soruşturma konusu iddiaların maddi anlamda ve yasal durum gereğince doğruluğunu araştırması ve onun sonucunu beklemesi de istenemez. Ayrıca yayında, davacının adı veya kişiliğini hedef alan aşağılayıcı herhangi bir anlatım da bulunmamaktadır. Yayın içeriğinde yapılan değerlendirmeler sırasında kullanılan sözler olayın gelişim biçimi ile olayın gösterdiği özelliklere ve anlatılmak istenen amaca uygundur.
    Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilip dava konusu yayının olay gününde beliren duruma göre görünen gerçekliğe uygun olduğu benimsenerek, istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, davalıların manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmaları usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi