Esas No: 2021/977
Karar No: 2022/2880
Karar Tarihi: 06.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/977 Esas 2022/2880 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davada, davacıların davalıya ait hisseleri devralması sonrası tescil işlemlerinin gerçekleştirilememesi sebebiyle davalının hisse devrini reddetmesi üzerine açılan davada, mahkeme pasif husumet nedeniyle davayı reddetmiştir. Tarafların temyiz başvurusu sonrası Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, mahkemenin yerinde karar verdiğini belirterek taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarını reddetti ve hükmün onanmasına karar verdi. İİK'nın 94. maddesi gereğince yapılan devir işleminin batıl olduğu belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: İcra ve İflas Kanunu'nun 94. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Trabzon Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 01.10.2020 tarih ve 2020/329 E. - 2020/297 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, Trabzon 1. Noterliği'nde yapılan limited şirket hisse devri sözleşmesi ile davalının davacı şirketteki 7200 hissesinin 180.000,00 TL karşılığında davacı ...’a devredildiğini, devir işleminin genel kurul toplantısı ile onaylandığını, hisse devir işleminin tescili için Trabzon Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne başvurulduğunda şirket hisseleri üzerinde haciz olduğu gerekçesi ile tescil isteminin reddedildiğini, hisseler üzerindeki hacze ilişkin borçlar ödendikten sonra yeniden yapılan başvurunun bu defa 15 günlük süre içinde tescil talebinde bulunulmaması sebebiyle reddedilip, güncel tarihli devredenin imzasını içeren genel kurul kararı talep edildiğini, davalının önceleri işi ötelemesi ve sonrasında ise davalıya ulaşılamaması sebepleriyle yeni tarihli genel kurul kararı alınamadığını, şirket genel kurulunca davalının şirket müdürlüğü görevinin de sonlandırıldığını ancak aynı gerekçelerle tescil işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, davalının hali hazırda şirket ortağı ve müdür sıfatının olması sebebiyle üçüncü kişiler nezdinde müvekkilini korumasız durumda bıraktığını, davalının şirket hisselerini başka kişilere devredip şirketi borçlandırma ihtimalinin bulunduğunu, haricen yapılan araştırmada davalının bu şekilde girişimlerinin olduğunun öğrenildiğini ileri sürerek, davalının hisselerini davacı ...’a devrettiğinin, davalının şirket yetkilerinin geri alınması ve kaldırılması işlemi ile davacı ...’ın şirket yetkilisi seçildiğine ilişkin işlemlerin geçerliliğinin tespiti ve Ticaret Sicil Müdürlüğü'nde ilanına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, hisseler devredildiğinde üzerlerinde haciz bulunduğunu, İİK’nın 94.maddesi gereğince yapılan devir işleminin batıl olduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kararlarının yerinde olduğunu, batıl işlemin şartların değişmesinden sonra yenilenmesi gerektiğini, devralan davacı ...’ın devir tarihinden sonra bir süre davacı şirkette sigortalı çalışmak suretiyle tüm süreçten haberdar olduğunu, noter devir sözleşmesinden sonra müvekkilinin şirket yetkilisi sıfatı ile davacı ...’nin babası Mustafa Çolak’a vekaletname verdiğini, bu vekalete dayalı olarak diğer davacı ... ile şirket karar defterinde şube açılışı v.s. konularda işlemler yapıldığını, hatta davacı ...’nin sonradan yetkilisi olduğu başka bir şirket ile fason üretim konusunda da anlaşmalar yapıldığını, bu durumun davacı ...’nin hisse devrinin batıl olduğunu ve hisselerini devraldığı şirketin aslında müvekkili davalı tarafından yönetildiğini zımnen kabul ettiği anlamını taşıdığını, kötü niyetli olarak hisse devrinden itibaren 5 yıl sonra dava açıldığını, davacı şirket ve ...’ın in aktif dava ehliyetleri bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak ve tüm dosya kapsamına göre yapılan yargılama sonucunda; davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığından, davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, taraf vekillerince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden taraflardan ayrı ayrı alınmasına, 06/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.