4. Hukuk Dairesi 2009/3492 E. , 2010/172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve diğeri vekili Av. ... tarafından, davalı ... İpek Gaz. ve Yay. A.Ş ve diğerleri aleyhine 14/08/2007 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle 10.000"er TL manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalılar vekilinin temyiz itirazının süre yönünden reddine dair verilen 18/11/2008 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş ve davalıların temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin ek karar da davalılar tarafından temyiz olunmuştur.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 434. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne göre temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamı ödenir. Bunların eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren hakim veya mahkeme başkanı tarafından verilecek yedi günlük kesin süre içinde tamamlanması aksi halde temyizden vazgeçilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harc ve giderler tamamlanmadığı takdirde mahkeme kararının temyiz edilmemiş sayılmasına karar verir. 25/01/1985 günlü, Esas: 1984/5 ve Karar: 1985/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, harca tabi olmasına rağmen mahkeme kalemince harç hesap edilip ilgilisinden istenilmeden ve dolayısıyla harç alınmadan temyiz defterine kaydedilen temyiz dilekçeleri hakkında da sözü edilen fıkrada öngörülen eksik harç ödenmesi halinde yapılacak işlemle ilgili kuralın kıyasen uygulanması ve bu durumda temyiz isteğinin temyiz defterine kaydedildiği tarihte yapılmış sayılması gerekir.
O halde yerel mahkeme kararının davalı tarafa 05.02.2009 günü tebliği edilmesinden sonra temyiz dilekçesinin yasal süresi içinde ve 20.02.2009 gününde verilmiş bulunmasına, yerel mahkemece bir uyarı yapılmadan üç günlük gecikmeyle temyiz harcının da yatırılmış olmasına göre kararın yasal süre içinde temyiz etmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle yerel mahkemenin temyiz dilekçesinin süre yönünden reddine ilişkin kararı kaldırılarak davalıların temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün
ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 18/01/2010 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Temyize konu karar, temyizi kabil bir karar olup, davalılar vekili tarafından 23/02/2009 tarihinde harcı yatırılmak suretiyle temyiz edilmiştir.
Yerel mahkeme, kararın 05/02/2009 tarihinde davalı tarafa tebliğ edilmesine ve temyiz süresinin son gününün 20/02/2009 tarihi olmasına rağmen davalı tarafça süresinden sonra 23/02/2009 tarihinde harcı yatırılmak suretiyle temyiz edildiğini göz önünde bulundurarak 15 günlük temyiz süresi içinde kararın temyiz edilmemesi nedeniyle temyiz tabebinin reddine karar vermiştir.
Davalı taraf vekili bu ret kararını süresi içinde temyiz etmiştir.
HUMK"nun 434/2 maddesi gereğince, temyiz isteği, harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kayıt edildiği, harca tabi ise harcın yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır.
Eldeki temyize konu davada verilen karar harca tabi olduğundan ve kararı temyiz eden davalı taraf, kararın kendilerine tebliğ tarihi olan 05/02/2009 tarihinden temyiz süresi olan 15 gün geçtikten sonra harcını ikmal etmek suretiyle 23/02/2009 tarihinde kararı temyiz ettiğine göre, yerel mahkemece verilen temyiz talebinin reddine ilişkin 03/03/2009 tarihli ek karar HUMK"nun 434/2 maddesine uygun bir karar olup, doğrudur. Temyiz talebinin reddine ilişkin kararın onanması düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun temyiz talebinin süresinde olduğuna dair görüşlerine katılmıyorum.
HUMK"nun 434/3 maddesinde öngörülen (7) günlük ek süre verilmesi hususu, karar temyiz edilirken harç ve giderlerin bir kısmının ödenip bir kısmının ödenmediğinin sonradan anlaşılması hali için geçerlidir.
Temyize konu davada, kararı temyiz eden davalı taraf 15 günlük temyiz süresi içinde harç ve masrafların tamamını yatırması gerekirken hiç yatırmadığından ve temyiz süresini bu şekilde geçirmiş olduğundan HUMK"nun 434/3. Maddesindeki (7) günlük ek süre verilmesi hükmü bu davada uygulanamaz. Aksi halde HUMK"nun 434/2 ve 434/3. maddelerine aykırı hareket edilmiş olur.
Bu nedenlerle sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 18/01/2010