22. Hukuk Dairesi 2016/6656 E. , 2016/9630 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işverene ait iş yerinde bilgi işlem sorumlusu olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin 23.04.2015 tarihinde herhangi bir geçerli hukuki sebep gösterilmeksizin işveren tarafından feshedildiğini belirterek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, bir aylık hak düşürücü sürenin fesih bildirimin yapıldığı tarih olduğunu, fesih bildirim yazısının aksinin yazılı delille ispatlanması gerektiğini, iş sözleşmesinin müvekkili şirketçe geçerli sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının iş sözleşmesinin feshine ilişkin bildirimin gerçek tarihinin üzerinde yazılı 20.03.2015 tarihi olmayıp feshin yapıldığı 22.04.2015 tarihi olduğu ve davalı işveren tarafından feshin geçerli veya haklı bir nedene dayandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Davacının imzasını taşıyan yazılı fesih bildiriminin tarihi 20.03.2015 olup her ne kadar davacı tarafça bildirimin 23.04.2015"te yapıldığı belirtilmiş ise de dosya kapsamına göre fesih bildiriminin aksi eş değer belgelerle ispatlanamamış olup dinlenen tanıklardan ..."ün "fesih yapıldığı gün tebligatı yaptık, ben tarihleri hatırlamıyorum, aynı gün tebliğ edilmesi gerekir, eski tarihli fesih bildirimi yapmadık, feshin yapıldığı gün iş akdini de feshettik" şeklindeki beyanı dahi fesih bildiriminin tarihini doğrulamaktadır. Bu haliyle hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle davanın esasına girilerek kabul kararı verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 29,20 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 190,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.800,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 04.04.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.