17. Hukuk Dairesi 2016/3586 E. , 2016/3734 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, davacı tarafın ekonomik durumu nedeni ile adli yardım talebi kabul edilerek dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacılardan İdris"in eşi diğerlerinin annesi ..."ın yolda karşıdan karşıya geçerken davalıların maliki, sürücüsü ve trafik sigorta şirketi olduğu aracın çarpması sonucu vefat ettiğini davacıların manevi açıdan zarar gördüklerini, destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davacıların her biri için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 10.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 77.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davacılar vekili, 30.10.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile destekten yoksun kalma tazminatı talebini davacı .... için 13.229,02 TL"ye ... için 2.876,86 TL"ye yükseltmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne, davacı İdris bakımından 11.134,97 TL, davacı ... bakımından ise 2876,86 TL olmak üzere toplam 14.011,83 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ..."den olay tarihi olan 11/08/2011 tarihinden; davalı ... şirketinden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, diğer davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, her bir davacı açısından ayrı ayrı 2000,00 TL olmak üzere toplam 14.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 11/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den alınarak davacılara verilmesine, davalı ... şirketinin manevi tazminattan sorumlu tutulmasına yer olmadığına, verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle kazaya neden olan aracın maliki, sürücüsü ve trafik sigorta şirketinden destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerekir. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda, davacı İdris"in eşi, diğer davacıların annesini ..."ın vefat etmiş olması nedeniyle akrabalık derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, olay tarihine göre paranın alım gücü gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup, daha fazla manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Destekten yoksun kalma zararının hesabında vefat edenin gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa bu sürenin de pasif çalışma dönemini oluşturduğu, destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan maddi tazminat hesap raporunda doğru olarak aktif dönem ve pasif dönem ayrımı yapılarak hesaplama yapılmış ise de bu hesaplamadan etkilenecek olan davacı eş İdris yönünden, destek eşin 60 yaşına kadar aktif dönem sonrası için pasif dönem hesabı yapılması gerekirken 55 yaşına kadar aktif dönem hesabı yapılması doğru görülmemiştir. Bu halde mahkemece davacı İdris yönünden ek rapor alınarak verilmesi gerekirken eksik inceleme ile verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2) ve 3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.