Esas No: 2021/6119
Karar No: 2022/2924
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/6119 Esas 2022/2924 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nde görülen davalarda davacı, davalıya sattığı mallara karşılık düzenlediği faturaların bedellerinin ödenmediğini ve malların teslim edildiğini belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise malların teslim edilmediğini iddia etmiştir. Mahkemece davacının delil olarak sunduğu sevk irsaliyeleri ve nakliye faturaları davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin ödendiği tespit edilmiştir. Ancak davalı taşeron şirketi aracılığıyla ticari ilişkisi olduğunu ve fatura muhteviyatı ile dava konusu faturaların muhteviyatının aynı olup olmadığı araştırılmadan yemin deliline dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. HMK'nın 190. maddesi uyarınca davalı yanın taşeron şirketi aracılığıyla sözleşme yapmasını ispatlaması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
HMK'nın 190. maddesi - Başkası Adına Sözleşme Yapma.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 31.10.2013 gün ve 2010/652 - 2013/518 sayılı kararı onayan Daire'nin 14.12.2020 gün ve 2020/2595 - 2020/5863 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında ticari mal alımı satımı gerçekleştiğini, davacının davalıya sattığı mallara karşılık düzenlediği faturaların bedellerinin ödenmediğini, malların teslim edildiğini, faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Dava faturaya dayalı alacağa yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı davalıya teslim ettiği mallar karşılığı düzenlemiş olduğu faturaların ödenmediğini, davalı ise malların teslim edilmediğini iddia etmektedir. Mahkemece davacının davalıya malların teslim edildiğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, delil olarak sevk irsaliyeleri ve nakliye faturaları sunmuştur. Davacı tarafından davalı adına düzenlenen sevk irsaliyelerine konu malların, davalı adına nakliye faturalarını düzenleyen kişiler tarafından teslim alındığı anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporu ile davacının delil olarak sunmuş olduğu nakliye faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olduğu ve bedelinin ödendiği tespit edilmiştir. Bu durumda, ilk olarak davacının dava konusu fatura muhteviyatı emtiayı, davalının sözleşme ilişkisinde bulunduğu taşımacıya teslim ettiğinin kabulü gerekir. Ancak davalı bilirkişi raporuna beyan dilekçesinde; davacının, davalının taşeronu ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, taşeron şirketin davacıdan 1700 adet teleskopik direk satın aldığını, taşeron ile yapılan anlaşma gereği nakliye bedelinin davalı tarafından ödendiğini, mal bedelinin ise dava dışı taşeron şirket tarafından davacıya ödendiğini beyan etmiş, davacının taşeron firmasına düzenlediği faturayı sunmuştur. HMK'nın 190. maddesi uyarınca bu yöndeki savunmanın ispatlanması davalı yanın yükümlülüğündedir. Bu halde mahkemece, davalının delilleri toplanarak, davacının taşeron şirketine düzenlemiş olduğu fatura muhteviyatı ile dava konusu faturaların muhteviyatının aynı olup olmadığı araştırılarak bir sonuca varılması gerekirken yargılama sırasında ispat yükünün yer değiştirdiği dikkate alınmadan yemin deliline dayanılarak karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının davacı vekilinin temyizi üzerine bozulması gerekirken onanması doğru olmadığından davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile onama kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 14.12.2020 gün ve 2020/2595 E. - 2020/5863 K. sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.