22. Ceza Dairesi 2015/15512 E. , 2016/9926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 18.03.2008 tarih ve 9-7-56 sayılı kararında açıklandığı üzere, kovuşturma evresinde kendisine zorunlu müdafii atandığından sanığın haberdar edilmediği durumlarda zorunlu müdafiiye yapılan tefhim ve tebliğlerin kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağı, sanığa tensip ara kararı uyarınca baro tarafından müdafii atandığı ve hükmün sanığın atandığından haberdar olmadığı müdafiinin yüzüne karşı verildiği ve sanık müdafiinin hükmü temyiz etmediği, sanığa da gerekçeli kararın tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında; sanığın hakkında verilen hükmü öğrenmesi üzerine yaptığı 28/11/2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 11/03/2011 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında mala zarar verme suçundan da dava açıldığının ve temyize gelen dosya ile birleştiğinin anlaşılması karşısında; zamanaşımı içerisinde bu suçtan hüküm kurulması mümkün görülmüş; hırsızlık suçundan kurulan hükümde, sanık hakkında TCK’nin 142/1-b maddesi uyarınca 4 yıl olarak tayin olunan hapis cezasının aynı Kanun’un 143. maddesi uyarınca 1/6 oranında artırılması sırasında 4 yıl 8 ay yerine 5 yıl 4 ay hapis cezası, 168/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirilmesi sırasında 1 yıl 6 ay 20 gün yerine 1 yıl 9 ay 10 gün ve 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirilmesi sırasında sonuç cezanın 1 yıl 3 ay 16 gün hapis cezası yerine, 1 yıl 5 ay 23 gün hapis cezası şeklinde belirlenerek fazla ceza tayin edilmiş ise de; dosya kapsamına göre, sanığın mağdura ait işyerinden çaldığı televizyonu, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ..."e sattığı ve karşılığında 200 TL para aldığı, suçtan elde ettiği menfaati iade ettiğine dair herhangi bir delilin de bulunmadığının anlaşılması karşısında; koşulları bulunmadığı halde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması suretiyle indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından, TCK 168/1. maddesi ile yapılan uygulama
sonucuna göre 2 ay 7 gün fazla hapis cezası tayini ise sanığın gerçekte alması gereken ceza miktarından daha az bir ceza almasına yol açan mahkeme uygulamasının sanığın lehine olması nedeniyle, bu yanılgılı uygulamada yapılan hatadan ötürü ikinci kez atıfet sağlayacak şekilde bozma yapılmasının adalet ve hakkaniyete uygun olmayacağı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi uygulamasında (a, b, d, e) ve c bendindeki kendi altsoyu dışındaki kişiler üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından hak yoksunluğunun hükmolunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar, (c) bendindeki kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından yoksunluğun ise, koşullu salıverilmesine kadar devam edeceğine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Anayasa Mahkemesi"nin karar tarihinden sonra, 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı kararının, hükümde değerlendirilmesi zorunluluğu,
3-Yargılama giderlerinin “payları oranında” tahsiline karar verilmesi yerine, ne şekilde tahsil edileceği belirtilmeden sanıklardan alınmasına hükmedilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 326/2. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun"un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından ""TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına" ilişkin bölümler çıkarılarak, yerlerine "Kasten işlemiş olduğu suçtan, hapis cezasıyla mahkumiyetin yasal sonucu olarak sanıklar hakkında, 5237 sayılı TCK’nin 53/1, 2, 3. maddelerinin uygulanmasına" cümlelerinin yazılması, ayrıca hüküm fıkrasında yargılama giderleri ile ilgili bölümde "sanıklardan" ibaresinden sonra gelmek üzere "payları oranında" ibaresinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.