Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/1702
Karar No: 2007/2632

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/1702 Esas 2007/2632 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/1702 E.  ,  2007/2632 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞAVŞAT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/07/2005
    NUMARASI : 2004/118-66

    Taraflar arasında görülen davada;
     Davacılar,kadastroca tesbit harici bırakılan çekişme konusu yerin  miras bırakanları H. Y.. adına  tesbit ve tescil  edilen ... ada ... nolu  parsele uygulanan tapu  kaydı   kapsamında kaldığını ileri sürerek  tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar,davanın  reddini savunmuştur.
    Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimiraporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
               -KARAR-
    Dava, kadastroca tespit  harici bırakılan yerin tapuya dayalı olarak tescili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden;davalı Hazine adına 1929 tarihinde  senetsizden  oluşturulan ve yüzölçümü 672 m2  olan, hane ve bahçe  niteliğindeki tapuda  kayıtlı yerin dava dışı M..U..a satıldığı, M..."in taşınmazı  ifraz ederek  135 m2 lik  bölümünü 11.6.1965 tarih 22 sıra nolu tapu ile davacıların mirasbırakanı H...Y..ya temlik ettiği; 1992 yılında yapılan genel kadastro çalışmalarında  102 m2  yüzölçümüyle .. nolu parsel olarak davacıların  miras bırakanı H.. Y.. adına tespit  edilmek suretiyle  çap kaydı  oluştuğu  görülmektedir.
    Davacılar,tapu kayıt miktarının 135 m2 olduğu halde,102 m2 lik  kısmının kadastro tespitine  esas alındığını,eksik kalan kısmın taşınmazın sınırında  bulunan ve  kadastroca tespit harici "yol"  olarak bırakılan  yerde kaldığını ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    O halde,taraflar arasındaki  çekişmenin tapu kaydı kapsamının belirlenmesi ile çözüme  kavuşturulacağı açıktır.      Bilindiği üzere;aynı temel (kök) tapudan ayrılmış (ifraz) tapu kayıtlarının uygulanmasında, öncelikle temel tapuya yöntemine uygun biçimde kapsam belirlenmesi, daha sonrada saptanan bu kapsam içerisinde ayrılan ( ifraz edilen) tapuların yerlerinin bulunması zorunludur. Başka bir anlatımla temel tapunun sınırları arazi üzerinde bir kuşkuya yer bırakmı- yacak biçimde tesbit edilmeden, bu sınırların konumları ve niteliklerine göre temel tapuya bir kapsam tayin etmeden, ayrılan tapuların nereye ait olduklarının ve kapsam   larının, tam ve doğru olarak açıklığa kavuşturulmasına olanak yoktur. 
    Ayrılan tapuların  temel tapunun kapsamı içerisindeki yerleri belirlenirken de; ayırma (ifraz) işlemi zemine uygulama olanağı bulunan bir haritaya bağlanmışsa, kapsamlarının Medeni Kanunun .ve ..sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca haritalarına değer verilerek bulunacağı kuşkusuzdur. Ayırma (ifraz) haritaya dayanmamakla birlikte zeminde sınırlar gösterilmek suretiyle yapılmış ise, bu sınırların yerel bilirkişi ve tanık sözleriyle saptanması, varsa ayırmaya ilişkin işaret ve bulgulardan, o tarihten beri süregelen zilyetlik durumlarından yararlanılması, yapılan uygulamanında, tapu fen memuru yada kadastro mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişiye düzenlettirilecek krokiye; denetimi ve infazı sağlayacak biçimde yansıtılması gerekir. 
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan  araştırma, inceleme ve uygulamanın yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde hükme yeterli olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca, tarafların iddia ve  savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması,komşu parsel tutanak ve dayanak  kayıtlarının getirtilmesi,değinilen ilkeler doğrultusunda uygulama yapılarak,kayıt  kapsamının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, çekişmeli  bölümün  dayanılan  kayıt kapsamında  kalıp  kalmadığının  açıkça  saptanması ve  krokisine işaret  ettirilmesi,sonucuna göre  bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmaya dayalı olarak  yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması  doğru değildir. Davacıların temyiz itirazı yerindedir.Kabulü ile  hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,14.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi