Esas No: 2021/968
Karar No: 2022/2925
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/968 Esas 2022/2925 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne açılan davada, sözleşme uyarınca davalının davacıdan ürün almayı taahhüt ettiği ancak sözleşmeye uymadığı gerekçesiyle davacı tarafından yapılan mali yardım ve katkılar ile birlikte 17.700 TL tutarındaki mali katkının alınması talep edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının sözleşmeye riayet etmediği ve satışını vaat ettiği ürünlerinin satışını yapmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ve 17.000 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan 28/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ancak hüküm fıkrasında maddi hata sonucu 17.000 TL yazıldığı anlaşılmış ve bu yanlışlığın düzeltilmesi için kararın bozulmasına gerek olmadığı belirtilerek, kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Sözleşmenin 2. maddesi, 9/b ve 9/p maddeleri, 16. madde ve HUMK'nın 438/7. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 14.11.2019 tarih ve 2019/66 E. - 2019/1288 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, 28.09.2020 tarihli tavzih talebinin reddine dair ek kararı ise davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafın, müvekkili şirket ve distiribütör ile 01/10/2011 tarihinde imzaladığı sözleşmenin 2.maddesi gereği müvekkili şirketin pazarlama, dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerini satmayı ve bulundurmayı, 9/b maddesi gereği satışı azaltacak davranış ve eylem içerisine girmemeyi, 9/p maddesi gereği sözleşme konusu şirket ürünlerini bizzat şirketten, bayi/distiribütöründen almayı kabul ve taahhüt ettiğini, davalının bu taahhüdü yerine getirmeyip 13/06/2014 tarihinden bu yana ürün almayarak sözleşmeyi ihlal ettiğini, sözleşmenin ihtarname ile müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, sözleşmenin 16. maddesine göre davalının her türlü mali yardım ve katkıyı nakden ve defaten ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı tarafa 17.700,00 TL lik nakit katkı verildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile 17.700,00 TL tutarındaki mali katkının dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin işletmesi niteliği gereği yoğunluklu olarak bira tüketilen bir yer olmadığını, balık ve et restaurantı olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, sözleşme uyarınca davalının davacıdan ürün almayı taahhüt ettiği, davacının da bunun karşılığında 17.700,00 TL katkı payını davalıya ödediği, sözleşmenin 16 maddesi hükmü gereğince davalının sözleşme hükümlerini ihlal etmesi halinde davacı tarafından yapılan her türlü mali yardım, katkılar ve her türlü sabit yatırım harcamalarının tümünü ödemeyi kabul ettiği, davalı vekilinin cevap dilekçesinde müvekkilinin işletmesinin davacının ürünün satışının az olduğu bir yer olduğunu, müvekkilinin davacıdan ürün almadığını dolaylı olarak ikrar etmiş olduğu, davalının sözleşmeye riayet etmediği ve satışını vaat ettiği ürünlerinin satışını yapmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 17.000,00 TL katkı payı alacağının dava tarihi olan
28/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, davacı vekili maddi hatanın giderilmesini talep etmiş, 28.09.2020 tarihli ek kararla davacı vekilinin tavzih talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 28.09.2020 tarihli ek karar ise davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı vekili, gerekçeli kararda 17.700.-TL şeklinde hüküm kurulması gerekirken 17.000.-TL şeklinde hüküm kurulduğunu ileri sürerek tavzih talebinde bulunmuş, ek kararla tavzih talebinin reddine karar verilmesi üzerine davacı vekili bu nedenle ek kararın bozulmasını istemiştir. Mahkemece karar gerekçesinde 17.700.-TL katkı payının ödendiği ve davanın kabulüne karar verildiği belirtilmiş olup, maddi hata sonucu hüküm fıkrasında 17.000.-TL yazıldığı anlaşılmaktadır. O halde hükümde maddi hata olduğunun kabulü ile kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekir ise de, anılan bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 1. fıkrasında yer alan “17.000,00 TL ” ibaresi çıkarılarak yerine “17.700,00 TL” ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 1.154,69 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.