18. Ceza Dairesi 2015/16106 E. , 2016/208 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : İşyeri dokunulmazlığının ihlali, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Sanığa yükletilen kasten yaralama eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Cezaların kanuni bağlamda uygulandığı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, ancak bu aykırılık yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluklarının uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- İş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan kurulan hükmün temyizine gelince;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
A-Sanığın rıza dışında girdiği otel bahçesinin, otelin eklentisi niteliğinde olup olmadığı, keşif yapılarak şüpheye yer bırakmayacak biçimde belirlenmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
B- TCK"nın 6/1-e maddesi uyarınca, suç tarihinde gün doğumunun saat 5:13 olması, buna göre gece vaktinin saat 04:13 itibariyle sona ermesi, tanıklar ... ve ..."nın saat 4:30 civarında sanıkları gördüklerini belirtmesi, olaya ilişkin 17 Eylül 2009 tarihli Jandarma yazısında da suç saatinin 05:00 civarında olduğunun belirtilmesi karşısında, eylemin TCK"nın 116/2. maddesine uyduğu gözetilmeden, aynı Kanunun 116/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
A- Sanığın, birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemesi karşısında, TCK"nın 119/1-c maddesi uygulanmaması,
B-TCK"nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun, uygulanmasına ilişkin hükmün, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Kanuna aykırı ve sanık ..."in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA,yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte olan CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/01/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.