8. Hukuk Dairesi 2018/7434 E. , 2020/906 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı, kayden malik olduğu 3963 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü, haklı ve geçerli bir nedene dayanmaksızın davalının tasarruf ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk kararda, davacı iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından temyiz edilen karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 20.06.2011 tarihli ve 2011/6224 Esas, 2011/7250 Karar sayılı ilamında belirtilen “....davalı çekişmeli taşınmazı kullanmadığını Almanya"da yaşadığını savunmuş olup, taşınmazı davalının tasarruf ettiği yönünde hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca, çekişmeli yerin kimin kullanımında olduğunun açıklıkla saptanması, bu konuda tüm taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçeleriyle bozulmuş, Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, “... dava konusu taşınmazda kat irtifakı kurulurken hatalı kurulduğu, projelerde ön cephe A blok olarak öncelikle kurulduğu sonra düzeltme yapıldığı ve blok düzeninden çıkıldığı, blok ayrımı yapılmaksızın yapılan kat irtifakında kat maliklerinin büyük çoğunluğu ile yapılan eşleştirmede taşınmazın 1. ve 2. Katlarda mevcut durum itibariyle hata bulunmadığı, zemin katta numarataj hatası bulunduğu, üst katlardaki sistematik alt kata uygulandığında ön cephede bulunan balkonu içeri panjurla alınmış olan 6 nolu dairenin malikinin davacı ... olduğu, kapısında ... yazan dairenin Yusuf İncesu mülkiyetinde ki 4 nolu daireye isabet ettiği, davacıya ait olan dairenin davalı ... kullanımında olmadığı..” gerekçeleriyle pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmazdaki bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; dava konusu 3963 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümün davacı adına kayıtlı olduğu, davacının anılan taşınmazı yerleşim planındaki terslikten dolayı davalının haksız işgal ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından (dosya öncesi) dava dışı ... ve Tapu Sicil Müdürlüğü aleyhine 23.10.1998 tarihinde men’i müdahale ve tapu kaydının tahsisi davası açılmış olup, Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.2001 tarihli ve 1998/659 Esas, 2001/132 Karar sayılı ilamında belirtilen “...05.02.2001 tarihli bilirkişi heyeti raporundan, davaya konu olan bağımsız bölümlerden 4 nolu meskenin yola bakan ön cephede bulunduğu, buna mükabil davacının satın aldığı 6 nolu bağımsız bölümünde binanın arka cephesinde bulunduğu anlaşılmış olduğu gibi, bu bilirkişi raporunda ki görüş ve gerekçelerde mahkememizce benimsendiğinden,...” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, deracattan geçen dosya 22.05.2002 tarihinde kesinleşmiştir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 03.05.2001 tarih ve 1998/659 Esas, 2001/132 Karar sayılı dava dosyasına ibraz edilen 05.02.2001 bilirkişi raporu arasında (dava konusu 3963 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kain 6 nolu bağımsız bölümün yeri konusunda) çelişki bulunmaktadır.
Ne varki, Mahkemece, bu çelişki giderilemeden (ilk dava dosyasının aksine) davacının dava konusu ettiği yerin 6 nolu bağımsız bölüm olmayıp 4 nolu bağımsız bölüme isabet ettiği ve bu yerinde davalının kullanımında olmadığı belirtilerek pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
Hal böyle olunca, ana yapının yapı inşaat (mimari) projesi, ruhsat, yapı kullanma izni vd evraklar ilgili yerlerden ikmal edildikten sonra (bu belgeler) esas alınmak suretiyle mahallinde üç kişilik ehil bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak davacı adına kayıtlı 6 nolu bağımsız dairenin nereye isabet ettiğinin kesin olarak belirlenmesi, bu şekilde çelişkinin giderilmesi, ondan sonra tespit edilen bu yerin halen davalının kullanımında olup olmadığı da saptanmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazının yukarıda açıklanan nedenle kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.