17. Hukuk Dairesi 2018/5669 E. , 2020/6170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ilk derece mahkemesinde görülen tasarrufun iptali davasında verilen davanın reddine ilişkin hüküm hakkında davacı vekilinin başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; istinaf talebinin esastan reddine dair kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ... Saç Profil Hırdavat ve Çelik Konstrüksiyon San. ve Tic. Ltd. Şti. ile imzalanan kredi sözleşmesi gereği davalı şirkete kredi kullandırıldığını, kredinin geri ödenmemesi üzerine davalı borçlu hakkında Mersin 7. İcra Müdürlüğünün 2016/9971 sayılı dosyasında takip yaptıklarını, borçlunun adresine gidildiğini, haczi kabil bir mal bulunamadığını, yapılan araştırmada borçlu adına kayıtlı Mersin İli, Akdeniz İlçesi, Nusratiye Mah. 1348 ada, 1 parseldeki zemin kat 6 nolu kargir dükkan ve arsasının davalı ...’e devredildiğinin tespit edildiğini, bu durumun kendilerinden mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu belirterek İİK"nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin dava konusu 6 nolu bağımsız bölüm haricinde 8 nolu bağımsız bölümü de satın
aldığını, kaydında yer alan ipotek bedellerinin de ödendiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Demir Saç Profil Hırdavat ve Çelik Konstrüksiyon San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili dava konusu satışın gerçek bir satış olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Adana Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı
taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da göz önünde tutulması, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerekmektedir. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Eldeki davada tasarrufa konu gayrimenkulün tapu kayıtlarına göre dükkan olduğu, dava konusu gayrımenkul haricinde dava dışı, dava konusu gayrımenkul ile aynı yerde bulunan 8 nolu dükkan vasfındaki gayrımenkulünde davalı ... tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır.
İİK"nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davalı borçlunun Saç, Profil, Çelik Konstrüksiyon işleri ile iştigal eden bir limited şirketi olduğu, söz konusu şirketin ticari işlerini dava konusu 6 nolu dükkanda yürütüp yürütmediği, şirketin öz sermayesi ve varlıklarını da değerlendirerek 6 nolu dükkanın ve dava dışı 8 nolu dükkanın ticari işletmenin mühim bir kısmını teşkil
edip etmediği tartışılarak ve İİK 280/3 hükmü irdelenmek suretiyle karar vermek gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, Daire ilam örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.