Esas No: 2020/3062
Karar No: 2022/16526
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2020/3062 Esas 2022/16526 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 2010 yılında sahte fatura düzenleme ve defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan mahkumiyet hükümleri verilmiştir. Ancak, 2009 yılında da sahte fatura düzenleme suçundan dava açılmış, mahkumiyet hükmü ise verilmemiştir. Bu suç yönünden mahallinde her zaman hüküm verilmesi mümkün görülmüştür. Mahkeme kararında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk olduğuna karar verilmiştir. Kararda gösterilen kanun maddeleri, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddeleri, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri ve 7/2. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Sahte fatura düzenleme, Defter, kayıt ve belgeleri gizleme
...
...
...
A) Sanık ... ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... ... hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde
Sanık hakkında mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açıldığı, Mahkemenin gerekçeli kararında sanığın sahte fatura düzenleme eylemi kabul edilerek sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen, kısa kararda “sahte fatura kullanma” ibaresine yer verilerek çelişkiye neden olacak şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı ise de, zamanaşımının olumsuz muhakeme şartı olarak kovuşturmaya engel olması karşısında;
Sanığa yüklenen “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE,
C) Sanık ... hakkında “2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme” ile “defter, kayıt ve belgeleri gizleme” suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanığın temyizinin incelenmesinde;
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 01.09.2014 tarihli ve 2014/27790 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında “2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçundan da dava açıldığı halde hüküm kurulmadığı anlaşılmakla, bu suç yönünden mahallinde her zaman hüküm verilmesi mümkün görülmüştür.
1) Sanık hakkında mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan kamu davası açıldığı, Mahkemenin gerekçeli kararında sanığın sahte fatura düzenleme eylemi kabul edilerek sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyet hükmü kurulmasına rağmen, kısa kararda “sahte fatura kullanma” ibaresine yer verilerek çelişkiye neden olacak şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı,
2) Hükümden sonra 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359. maddesinin 3, 4, 5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin BOZULMASINA, 19.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.