Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacılar yakını 20.03.2009 tarihli iş kazasında vefatı iddiasına dayanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece iş mahkemesi sıfatıyla verilen kararda iş kazası tespit davasında verilen red kararının yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği, buna göre iş kazasına bağlı taleplerin yargılamasının yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. İşbu dosyada davacılar yakınının 20.03.2009 tarihli trafik kazasında vefat ettiği, bu zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu iddiasıyla açılan tespit davasında davanın reddine karar verildiği, Mahkemece verilen red kararın Yargıtay ilgili dairesince onandığı ve buna göre davcılar murisinin vefatı ile neticelenen 20.03.2009 tarihli olayın iş kazası olmadığı hususları uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 20.03.2009 tarihli olayın iş kazası olmadığının kesinleşmiş yargı kararı ile ortaya konulması akabinde görevli mahkemenin hangisi olacağının belirlenmesinde toplanmaktadır. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Taraflarca ileri sürülmese bilme mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır. İş mahkemelerinin görev alanını hakim, tarafların iddia ve savunmalarına göre değil, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1. maddesini esas alarak belirleyecektir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkların İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, İş Mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur. a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık iş sözleşmesinden veya İş Kanunundan kaynaklanmalıdır. .../...
Somut olayda; davacılar murisinin vefatı ile neticelenen zararlandırıcı olayın iş kazası olmadığı yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşmiş bir husustur. Hal böyle olunca, uyuşmazlığın iş akdinden ve İş Kanunundan doğmadığı giderek davada, 5521 sayılı Yasanın 1. maddesinin öngördüğü koşulların oluşmadığı açık-seçiktir. Buna göre; Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, davanın görülmesinde genel mahkemelerin görevli olduğu gözetilerek Nazilli İlçesinde müstakil İş Mahkemesi bulunmadığından yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile devam edilerek karar verilmesi gerekirken, İş Mahkemesi sıfatıyla yargılamanın sürdürülerek davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.