Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/1126
Karar No: 2007/2302

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/1126 Esas 2007/2302 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/1126 E.  ,  2007/2302 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 02/10/2006
    NUMARASI : 2005/564-435

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, mirasbırakanı M.P.kız çocuklarından mal kaçırmak ve oğlu Selahattin’e intikalini sağlayabilmek amacıyla .parça taşınmazdaki payını aynı tarihte muvazaalı olarak oğlunun arkadaşı olan davalıya satış göstererek temlik ettiğini, davalının malik olarak taşınmazlarda hiç bir tasarrufu bulunmadığını, satışın murisin ölümüne kadar duyulmadığını, murisin akli melekelerinin de yerinde olmadığını ileri sürüp tapu kayıtlarının miras payı oranında iptalini ve adına tescilini istemiştir.
    Davalı, davacının murisi ile hiçbir akrabalığı, dostluğu, ortaklığı bulunmadığını, satışa çıkarılan taşınmaz hisselerini yatırım amacıyla rayiç bedelini ödeyerek ve tapu kaydına güvenerek iyiniyetle satın aldığını, murisin yaşlılığın getirdiği hastalık ve tedavi giderlerini karşılamak için taşınmazlarını sattığını, murise ait arsa üzerine oğlu Selahattin’in yaptığı tek katlı evin levazım bedelinin ödenmesi için bu şahısla 5 yıl süreli kira sözleşmesi yaptığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
     Mahkemece, dava konusu taşınmazların ileride mirasbırakanın oğlu ....e devredilmek üzere davalıya muvazaalı olarak devredildiğine dair iddialarını davacının kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar,  davacı vekili   tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
               -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden,toplanan delillerden; çekişme konusu . ada . ve. parsel sayılı taşınmazların .payı,. ada . parsel sayılı taşınmazın ..payı  muris adına  kayıtlı iken  3.1.2002 tarihli akitle davalı M.. İ.. E.."a satış suretiyle temlik edildiği görülmektedir.                         
    Davacı, sözü edilen  temliklerin mirastan  mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere;uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda  yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay  sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. 
    Hemen belirtmek gerekir ki bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşınmaktadır.Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve  görenekleri,toplumsal eğilimleri,olayların  olağan akışı , miras bırakanın  sözleşmeyi yapmakta  haklı ve makil  bir nedeninin bulunup  bulunmadığı,davalı yanın alış  gücünün olup olmadığı,satış bedeli ile sözleşme  tarihindeki  gerçek değer arasındaki fark,taraflar ile miras  bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; murisin ekonomik  durumunun iyi olduğu,mal satma ihtiyacı bulunmadığı,miras bırakanın lehine  temlik yaptığı iddia edilen oğlu S....ile birlikte  oturduğu ve ona maddi destek  verdiği,davalının murisle ve oğlu Selahattin"le yakın ilişki  içinde  bulunduğu, taşınmazların davalı  tarafından hiçbir zaman tasarruf edilmediği,taşınmazlardan  bir tanesindeki  evde halen  murisin oğlu S...ikamet ettiği,davalının  diğer taşınmazları  da  kullandığını  savunmadığı gibi taşınmazların niteliklerini dahi  bilmediği anlaşılmaktadır. Bu belirleme ve olgular yukarıda değinilen ilkeler  çerçevesinde  değerlendirildiğinde miras bırakanın  temlik yapmasındaki amacının  terekeden mal kaçırmaya  yönelik olduğu kabul edilmelidir.
    Hal böyle olunca,davanın kubulüne karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere  hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacının temyiz  itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün H.U.M.K."nun  428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,8.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
     Okundu 26.3.2007 BK.Not:
     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi