Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakan F..nın ..ada .. parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırmak amacıyla davalılara devrettiğini, muvazaa olgusunun kesinleşen 2005/45 esas sayılı davada saptandığını ileri sürülerek, payı oranında tapu iptali, tescil istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bir kısım mirasçıların açtığı 2006/8-14 esas sayılı davada, temlikin muvazaalı bulunduğundan bahisle iptaline ve tüm mirasçılar adına tescile karar verilip kesinleştiği, böylece eldeki davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu tapulu taşınmazın miras bırakan Fatma tarafından 18.2.1992 tarihli akitte 167/242 payının davalı A..ye, 75/242 payının ise davalı Fatma’ya satış yoluyla devredildiği, sonradan yapılan kadastro çalışmasında da aynı paylarla davalılar adına ..ada . parsel olarak tespit ve 8.4.1997 tarihinde tescil edildiği ; miras bırakanın 13.5.2002’de öldüğü anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dosyaya getirtilen 2003/ 57 esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; mirasçılardan dava dışı H...ve S..tarafından eldeki davalılar aleyhine aynı taşınmaz hakkında ve aynı hukuksal nedene dayanılarak açılan iptal-tescil davası olduğu, miras bırakanın yapığı temlikin muvazaalı bulunduğu benimsenerek dava kabul edilip davacıların payları oranında iptal ve tescile karar verildiği, Daire denetiminden geçmek suretiyle 5.10.2006 tarihinde kesinleştiği, ancak kararın infazı sırasında taşınmazın eldeki davacı da dahil olmak üzere tüm mirasçılar adına payları oranında tapuya tescil edildiği görülmektedir.
Mahkemece, 2003/57 esas sayılı dava sonucunda çekişmeli taşınmazın tüm mirasçılar adına tescil edildiği, böylece konusu kalmadığı gerekçesiyle eldeki davanın reddine karar verilmiştir.
Ne var ki, anılan davada verilen hükmün tapuya yanlış yansıtılmasının ilgililerince her zaman düzeltilmesinin istenebileceği dikkate alındığında, mahkemece oluşturulan gerekçenin hukuki bir temele dayandığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Gerçekten de, tescile dayanak teşkil eden 2003/57 esas sayılı dosyada, verilen ve kesinleşen kararlar, sadece davada taraf olan kişilerin miras payları oranında davalı adına olan hissenin iptali ile adlarına tesciline karar verilmiş olmasına rağmen, sehven o davada taraf olmayan bu davanın davacısı adına sicil oluşturulduğu dosya kapsamıyla özellikle, çap kaydıyla sabittir. Tapu Sicil Müdürlüğünün kendisine ibraz edilen mahkeme kararının aksine sicil oluşturması, yolsuz tescil niteliğinde olup, bu yolsuz tescilin Tapu Sicil Tüzüğünün 85.maddesi ve Türk Medeni Yasasının 1027 (eski 935.md) göre, idari yoldan düzeltilmesi mümkündür. Esasen bu kayıt düzeltilmeden tapuda davalı adına miras payı dışında fazladan bir kayıt bulunmayacağı için iptal ve tescil kararı da verilmesi mümkün olmadığı gibi, baştan beri hakkında hüküm bulunmayan ve yok hükmünde olan davacı adına oluşturulan payın, sonradan açılan ve muris muvazaasının varlığını tesbit eden mahkeme kararı ile yasal bir tescil haline gelmesi de mümkün değildir.
Hal böyle olunca; öncelikle yolsuz olarak davacı adına oluşturulan tescil işleminin Tapu Sicil Tüzüğünün 85. ve Türk Medeni Kanununun 1027.maddesi gereğince idari yoldan iptali ile payların davalı adına tescilinin sağlanması, bundan sonra sabit olan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan bu davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.3.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.