Esas No: 2020/5815
Karar No: 2022/2996
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5815 Esas 2022/2996 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı vekili, davalının sahibi olduğu eczanenin devri konusunda anlaştıklarını ancak devir sürecinde çıkan problemler nedeniyle eczanenin devir edilemeyeceğini ileri sürerek, davalıdan 300.000,00 TL'nin işleyecek faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Mahkeme, davacının bu süreçteki belirsizlikleri göz önüne alarak iş hayatındaki dürüstlük kuralları gereği devir sözleşmesini yaparken temel bir hataya düştüğü sonucuna vararak davanın kabulüne karar vermiş, davalı da bu kararı temyize götürmüştür. Temyiz incelemesi sonucunda, mahkeme kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin tüm itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri: Eczaneler ve Ecza Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik'in 5/h maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2018/251 E. - 2019/871 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ile Av. ..., davalı asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının sahibi olduğu eczanenin 1.000.000,00 TL bedel karşılığı davacıya devri konusunda tarafların anlaştıklarını, buna istinaden 15/07/2013 tarihli devir sözleşmesi ile davacı tarafından davalıya 150.000,00 TL ve 26/07/2013 tarihli sözleşme ile de 150.000,00 TL olmak üzere toplam 300.000,00 TL elden ödendiğini, ayrıca 19/07/2013 tarihli eczane devir sözleşmesinin imzalandığını, ardından davacının Merkez Eczanesinin yasal bağlamda devrini tamamlamak ve kendi adına ruhsat almak amacıyla yetkili makamlara başvurduğunu ve eczanenin mülk sahibi ile kira sözleşmesi yaptığını, yapılan başvurunun İl Sağlık Müdürlüğünce Eczacılar Odasına gönderildiğini ve Türk Eczacılar Birliği Birinci Bölge Eczacılar Odasının yaptığı inceleme ve değerlendirme sonucu düzenlediği raporda ...Merkez Eczanesinin açılışından bu yana muvazaalı bir eczane profili çizdiği, davalı yahut babası eczacı Hasan Vasfi Barak'ın bu eczanenin sahibi olmadıkları, eczanenin yeni sahibi davacı olsa bile muvazaanın devam edeceği yönünde görüş bildirildiğini, bu şekildeki olumsuz mütalaa nedeniyle davacının bu eczane için kendi adına ruhsat alamayacağı sonucuna vardığını ve eczaneyi devir almaktan vazgeçtiğini İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Eczacılık Şubesi'ne verdiği dilekçe ile bildirdiğini, davalıya peşinat olarak verdiği bedelin istendiği halde iade edilmediğini ileri sürerek; 300.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Birinci Bölge İstanbul Eczacı Odasının inceleme ve değerlendirme yazısında davacı ile ilgili de muvazaa iddialarına yer verildiğini, eczanenin ruhsatının alınamamasında davalıya bir kusur atfedilemeyeceğini, eczanenin yasal yollardan davacıya
devredildiğini, davacının sözkonusu inceleme ve değerlendirme raporunun iptali yönünde bir girişimi olmadığını, Eczaneler ve Ecza Hizmetleri Hakkındaki Yönetmeliğin 5/h maddesine göre işletilmesi gereken prosedürün işletilmediğini, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshetmesindeki temel nedenin ekonomik yararının sekteye uğraması ihtimali olduğunu, davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, mağdur olan davalının eczanesini zorunlu sebeplerle kapatmak zorunda kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece devir ve ruhsat işlemlerinin uzamasına sebep olan, dava konusu eczanenin açıldığı tarihten itibaren muvazaalı olduğu şüphesini içerir rapor, bu rapor nedeniyle uzayan süreç, bu sürecin ne kadar zamanda tamamlanacağı, sürecin sonunda devre onay verilip verilmeyeceği konularındaki belirsizlik ile davacının bu süre içerisinde eczaneyi işletemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının bu hususları bilse idi devir sözleşmesini yapmayacağının; iş hayatındaki dürüstlük kuralları gereğince de, davacının işletip işletemeyeceğini dolayısıyla gelir elde edip edemeyeceğini bilmediği bir eczaneyi devralmak istemeyeceğinin kabul edilmesinin gerektiği, buna göre davacının sözleşme yapılırken temel hatasına düştüğü, iradesinin sakatlandığı, davacının fesih ihbarı ile bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde iptal hakkını kullandığı, sözleşmenin feshine (iptal hakkının kullanıldığına) yönelik irade açıklamasının tek taraflı, varması gerekli, bozucu yenilik doğuran hakkın kullanılması mahiyetinde olduğu, sözleşmenin feshine yönelik bu beyan davalıya vardığı anda devir sözleşmesini kurulduğu andan itibaren kesin hükümsüz hale geldiği ve tarafların aldıklarını iade borcu altına girdikleri, izah edilen gerekçeler ile davalının aldığı kısmi devir bedelini davalıya iade borcu altında olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne 300.000,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 15.369,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 13/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.