Esas No: 2020/5821
Karar No: 2022/2994
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/5821 Esas 2022/2994 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nin, poliçe ile davalının müvekkilinin tahsil edemediği ihracat bedellerini tazmin etmeye yükümlü olduğunu belirtmesine rağmen, davacının sigorta sözleşmesine uygun hareket etmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesine karar verildiği görülüyor. Davacı vekili, 113.470 Euro tutarındaki sevkiyat bedelini tahsil edemediklerini belirterek, davalının tazmin talebini reddettiğini ileri sürmüştü. İlk derece mahkemesi, davacının sigorta himayesi için gerekli şartları yerine getirmediği ve sevkiyat ödeme vadesinin 120 gün olduğuna rağmen davacının bunun üzerinde bir vade belirlediği gerekçesiyle davanın reddedilmesine karar vermişti. Bölge Adliye Mahkemesi ise, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vererek bu kararı onamıştı. Temyiz başvurusu sonucunda da yapılan yargılama sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğuna hükmedilerek, davacının temyiz talebinin reddine karar verildi.
Kanun maddeleri: HMK 353/b-1, HMK 370/1, HMK 372.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUKDAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 04.10.2017 tarih ve 2015/426 E- 2017/756 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.06.2020 tarih ve 2018/2547 E- 2020/822 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 12.04.2022 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, poliçe ile davalının, müvekkilinin tahsil edemediği ihracat bedellerini tazmin ile yükümlendiğini, müvekkilinin İtalya’da mukim Macrobyte firmasına gerçekleştirdiği 113.470 EURO (150.608,73 USD) tutarındaki sevkiyat bedelini tahsil edemediğini, davalının tazmin talebini reddettiğini, müvekkilinin düzenlediği 08.07.2013 tarihli faturada 113.470 Euro’nun fatura tarihinden 120 gün sonra ödeneceğinin belirtildiğini, 31.11.2013 tarihinin sigortacının iddiasının aksine vade tarihi olmadığını, aksinin kabulünün “fatura tarihinden 120 gün sonra” ibaresini anlamsız kılacağını, Aylık Sevkiyat Bildirim Formu (ASBF) ile ödeme şeklinin “C”, vadenin “31” kodu ile bildirildiğini, müvekkili şirketin çalışanlarının Vadesi Geçmiş Alacaklar Bildirim Formunda (VGABF) vade tarihini sehven 31.11.2013 yazdıklarını, bir an için vade tarihinin 31.11.2013 olarak kabulünde dahi sadece 20 gün fazla vadenin hakkın kötüye kullanılması niteliği taşıdığını, poliçede 360 güne kadar vadeli ödeme koşulu ile yapılacak tüm sevkiyatları kapsadığının düzenlendiğini, ancak Alıcı Limiti Onayının alt kısmında çok küçük harflerle yazılan şart ile poliçede belirlenen 360 günün 120 güne indirildiğini, poliçe ile kararlaştırılan 360 gün vadenin sigortalı aleyhine değiştirilemeyeceğini, sigorta sözleşmesindeki müphem hususların sigortalı lehine yorumlanması gerektiğini ileri sürerek şimdilik 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 23.11.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talep sonucunu 392.000 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı vekili, müvekkilinin ödeme vadesi azami 120 gün olan 30.04.2013 tarihli Alıcı Limit Onayı’nı düzenlediğini, davacının Vadesi Geçmiş Alacaklar Aylık Bildirim Formu (VGAABF)’nda sevkiyat bedelinin vadesi olan 31.11.2013 tarihinde tahsil edilemediğinin bildirildiğini, alıcı firma adına tahsis edilen 30.04.2013 tarihli Alıcı Limit Onayında belirlenin azami vadesi süresi 120 günün aşıldığını, davacının kendisine yüklenen sorumluluğu ihlal ederek vade süresini azami 120 gün yerine 143 olarak belirlediğini, böylece müvekkilinin ödeme yükümünden söz edilemeyeceğini, Alıcı Limit Onayında (ALO) belirtilen şartları taşıyan sevkiyatların sigorta kapsamında yer alacağının belirtildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, poliçenin 3. maddesinde alıcı limiti onayında belirtilen şartlara uygun yapılan satışların kapsamda olduğunun tanzim edildiği, davacının 17.04.2013 tarihli başvurusuna istinaden davalı banka tarafından İtalya’da yerleşik Macrobyte SRL Firması adına 125.000 Euro tutarında, ödeme vadesi azami 120 gün olan 30.04.2013 tarihli alıcı limit onayı düzenlendiği, davacının gümrük beyannamesi tahtında 08.07.2013 tarihli faturayla gerçekleştirdiği sevkiyatın vadesinin 31.11.2013 olarak beyan edildiği, dosyaya sunulan fatura ve yazışmalarda vadenin 120 günden fazla bir süre için belirlendiği, davacının imzaladığı poliçeye göre sevkiyat ödeme vadesi 120 gün olmasına rağmen düzenlenen faturada termin süresinin 31.11.2013 olarak belirlendiği, davacının sigorta himayesi için gerekli şartları yerine getirmediği, sigorta ilişkisi çerçevesinde vade süresi azami 120 gün olması gerekirken 143 gün olarak belirlendiğinden davalı bankanın taraflar arasında düzenlenen sigorta sözleşmesine göre tazmin ödeme borcu doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13/04/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.