Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/13057
Karar No: 2017/5905
Karar Tarihi: 19.06.2017

Kişilik haklarına saldırı - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/13057 Esas 2017/5905 Karar Sayılı İlamı

 

 

19. Ceza Dairesi         2016/13057 E.  ,  2017/5905 K.

  •  


"İçtihat Metni"

....’ne ait ... Haber TV logolu televizyon kanalında 22/08/2014 tarihinde “Deşifre” isimli programda yayınlanan haber sebebiyle kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia eden ilgilisi ... vekili tarafından yapılan cevap ve düzeltme metninin yayınlanması talebinin kabulüne dair Perşembe Sulh Ceza Mahkemesinin 28/08/2014 tarihli ve 2014/11 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Perşembe Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2014 tarihli ve 2014/65 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Adalet Bakanlığı"nın 19/08/2016 gün ve 1919 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28/09/2016 gün ve KYB. 2016/ 349349 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
1- 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 18/1. maddesinde yer alan, “Gerçek ve tüzel kişiler, kendileri hakkında şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması hâlinde, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek kaydıyla, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar.” şeklindeki ve aynı maddenin 2. fıkrasında yer alan, “Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirtilen süre içinde yayınlanmaması hâlinde bu sürenin bitiminden; birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayınlanması hâlinde düzeltme ve cevabın yayınlandığı tarihten itibaren on gün içinde ilgili kişi, mahkemeden cevap ve düzeltmenin birinci fıkra hükümlerine uygun olarak yayınlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesidir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alındığında, öncelikle ilgilisinin cevap ve düzeltme metninin yayınlanması için ilgili medya hizmet sağlayıcısına göndermesi, ancak yayınlanmadığı takdirde mahkemeye müracaat etmesi gerekirken, bu usulü işlem yerine getirilmeksizin doğrudan mahkemeden talepte bulunulması sebebiyle, başvurunun usulden reddi yerine, esasa girilerek karar verilmesinde,
2- Kanunda yeralan düzeltme ve cevap hakkının, kişilik haklarına saldırı ve gerçeğe aykırı yayın yapılmasına karşı düzenlenmiş bir hak olduğu, ancak bunun haber verme hakkının sınırlanmasına yol açacak yaygınlıkta kullanılamayacağı, ilgilinin gerçeğe aykırılık iddiasının objektif ölçülere dayanılarak değerlendirilmesi gerektiği, tekzip talebine konu yayının ... isimli şahıs ile yapılan röportaj içeriğinin aktarılmasından ibaret olduğu, yayım yapan medya kuruluşunun mülakat içeriğinin doğruluğunu araştırma gibi görevinin sözkonusu olamayacağı gibi haber içeriğinin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı gözetilmeksizin itirazın reddine dair karar verilmesinde,
3- 28/06/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 74. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 268/3-a maddesinde yer alan "Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir." hükmü ile 6545 sayılı Kanun"un 48. maddesi ile değişik 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun"un 10/1. maddesinde yer alan "Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur." şeklindeki düzenlemeler gereğince mercii kararının verildiği tarihte Perşembe Sulh Ceza Mahkemesinin kaldırılarak ve Sulh Ceza Hakimliklerinin kurulduğu dikkate alındığında, mercii Perşembe Asliye Ceza Mahkemesince itiraz incelemesinin yapıldığı tarihte görevsiz olduğu gözetilmeksizin, görevsizlik kararı verilerek dosyanın itiraz incelemesi yapılmak üzere yetkili ve görevli itiraz merciine gönderilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesinde,
İsabet görülmediği, gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla,
Gereği görüşülüp düşünüldü:
I- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (1-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
6112 sayılı Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun"un "Düzeltme ve cevap hakkı" başlıklı 18/7. maddesi; "... İlgili kişi birinci fıkrada belirtilen cevap ve düzeltme hakkını, aynı süreler içinde doğrudan sulh ceza mahkemesinden isteyebilir...." hükmünü amirdir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği, bu nedenle yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin bu nedenle REDDİNE,
II- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (2-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
6112 sayılı Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun"un "Düzeltme ve cevap hakkı" başlıklı 18. maddesi; "...(1)Gerçek ve tüzel kişiler, kendileri hakkında şeref ve haysiyetlerini ihlâl edici veya gerçeğe aykırı yayın yapılması hâlinde, yayın tarihinden itibaren altmış gün içinde, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmamak ve suç unsuru içermemek kaydıyla, düzeltme ve cevap yazısını ilgili medya hizmet sağlayıcıya gönderir. Medya hizmet sağlayıcılar, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde, cevap ve düzeltmeye konu yayının yapıldığı saatte ve programda, izleyiciler tarafından kolaylıkla takip edilebilecek ve açıkça anlaşılabilecek biçimde düzeltme ve cevabı yayınlar. Düzeltme ve cevap hakkı doğuran programın yayından kaldırıldığı veya yayına ara verildiği durumlarda, düzeltme ve cevap hakkı, yedi günlük süre içinde anılan programın yayın saatinde kullandırılır. Düzeltme ve cevapta, buna neden olan yayın belirtilir.
(2) Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirtilen süre içinde yayınlanmaması hâlinde bu sürenin bitiminden; birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde yayınlanması hâlinde
düzeltme ve cevabın yayınlandığı tarihten itibaren on gün içinde ilgili kişi, mahkemeden cevap ve düzeltmenin birinci fıkra hükümlerine uygun olarak yayınlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Yetkili ve görevli mahkeme; başvuru sahibinin ikamet ettiği yerdeki sulh ceza mahkemesi, başvuru sahibinin yurt dışında ikamet etmesi hâlinde Ankara Sulh Ceza Mahkemesidir..." hükümleriyle, esasen düzeltme ve cevap hakkının hangi şartlarda kullanılabileceği ve hangi başvurular sonucu hagi makamların karar verebileceği düzenlenmiştir.
Adı geçen Kanun"un "Yayın hizmeti ilkeleri" başlıklı 8. maddesi; "...(1) Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla bu fıkrada yer alan ilkelere uygun olarak sunarlar. Yayın hizmetleri;
a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz.
b) Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.
c) Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.
ç) İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.
d) Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz.
e) Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.
f) Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.
g) Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.
ğ) Çocuklara, güçsüzlere ve engellilere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez.
h) Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz.
ı) Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.
i) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.
j) Haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez.
k) Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz.
l) Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez.
m) Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez.
n) Müstehcen olamaz.
o) Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır.
ö) Bilgi iletişim araçları yoluyla yarışma veya lotarya içeremez, dinleyici ve seyircilere ikramiye verilemez veya ikramiye verilmesine aracılık edemez.
p) Medya hizmet sağlayıcı tarafından yapılan veya yaptırılan anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçların ilânına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi zorunludur.
r) Kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez.
s) Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez.
ş) Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.
t) Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet edecek sonuçlar doğuracak şekilde sunamaz..." şeklinde belirlediği ilkelerle, yayın organlarının programlarında gözetmesi gereken ilkeleri belirlemiştir.
6112 sayılı Kanun kapsamında düzeltme ve cevap metninin yayınlanması için, bu kanunda yazılı şartların yanı sıra düzeltmeye konu programın "basın özgürlüğü" kapsamında kalıp kalmadığının tespiti de gerekmektedir. Yapılan program, niteliği itibariyle kişi haklarını ihlal edici boyutları aşıp, basın yoluyla işlenen bir suç oluştursa bile, A.İ.H.S., Anayasa ve Basın Kanunu kapsamında; mevzuata göre suç oluşturan eylemin karşılığında kamu iktidarı tarafından cezalandırılmaması sonucunu doğuran hukuka uygunluk nedenleri de vardır. Basın yoluyla işlenen suçlar nedeniyle görülen davalarda göz önünde bulundurulması gereken "basın özgürlüğü" kavramının içeriği ve hukuka uygunluk nedenleri Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.02.2007 tarihli, 2007/7-28 E. - 2007/34 K. sayılı kararında da belirtilmiştir. İfade ve basın özgürlüğü kapsamında basına, görevini yapması sırasında ihtiyaç duyacağı bilgi edinme, yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma gibi haklar tanınmıştır. Haber içeriğinde ilk bakışta suçun unsurları oluştuğuna dair bir izlenim olsa dahi, yukarıda belirtilen basın özgürlüğüne dair hak ve yetkilerin, haber yoluyla işlenen suçlar bakımından birer hukuka uygunluk nedeni sayılabilmesi için;
-Habere, açıklama ve eleştiriye konu olan bilginin gerçek olması,
-Haberin güncel ve toplumun ilgisi bakımından taze olması,
-Haberin yapılması ve bu bilginin açıklanması bakımından kamunun yararının bulunması,
-Haberin konusu, haberle amaçlanan hedef ile kullanılan ifadeler arasında bağ bulunması,
-Her hal ve şartt...in konusu, haberde yer alan kişilerin eylemleriyle ilgisi olmayan derecede "küçültücü, rencide edici, aşağılayıcı" ifadelere yer verilmemesi gerekmektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında kanun yararına bozmaya konu dosyadaki somut olay değerlendirildiğinde; ... kanalında yayınlanan "deşifre" isimli programda yayınlanan haber sebebiyle zarar gördüğünü iddia eden Ordu Perşembe Belediye Başkanı, kendi ilçesinde hizmet vermek üzere seçilmiş, toplum tarafından tanınan ve bilinen bir siyasetçidir. Yayınlanan programda, röportaj yapılan ... isimli kişi, 17 - 25 Aralık 2013 tarihlerinden itibaren kendisinin... /... terör örgütü tarafından haraca bağlandığını iddia eden, bu süreçte kendisine çıkartılan güçlükleri anlatan ve haberde adı geçen Belediye Başkanı hakkında tanışıklığı ve bilgi sahibi olan Ordulu bir işadamıdır.
Düzeltme ve cevap metni yayınlanması taleplerinde, mahkemece yapılması gereken ilk inceleme; düzeltme ve cevap yayınlanması istenen haberin, izleyen herkes tarafından, habere konu olan kişinin şeref ve haysiyetini zedeleyici olarak algılanabilen bir takım ifadeler içerip içermediğinin, haberin yapıldığı anda toplum hafızasında güncel olarak görünen (zahiri), bilinen veya bilinmesi gereken bir gerçekliğe dair olup olmadının tespitidir. Basın organları, haber yaparken kuşkusuz ilgili kişi adına yapılacak yargılamanın sona ermesini beklemeyecektir. Bu nedenle mahkemelerce, henüz hakkında dava açılmamış veya hakkındaki yargılama bitmemiş kişiler hakkında yapılan haberlerin içeriğinin gerçek olup olmadığı araştırması değil, toplumun her kesiminde bilinen, duyulan haberler nedeniyle tanınan kişiler hakkında, ilk bakışta yakın geçmişle bağlantısı kurulabilen güncel bilgilerden olup olmadığının sorgulanmasıdır.
Haberin yapıldığı 22.08.2014 tarihinde, 17 - 25 Aralık 2013 tarihinden sonra ülke çapında milli güvenlik kurulu toplantılarında ülke güvenliği açısından en önemli tehlikelerden olan adı geçen örgütle ve örgüt eylemlerinden mağdur olan ilgilileri hakkında yapılan haberlerin, güncel ve kamunun ilgisi bakımından dikkate değer olduğu, ayrıca ilgili basın kuruluşunun haber kaynağını göstermek gibi bir zorunluluğu olmadığı değerlendirilmektedir.
Ancak;
Haber nedeniyle zarar gördüğü gerekçesiyle başvuran hakkında yapılan haberde; ağzı bozuk bir kişi olduğu, dönemin Başbakan"ı hakkında küfürler ettiği iddiasının somut bir delile dayanmaksızın ortaya atıldığı, bu yönüyle yukarıda yazılı genel ilkeler çervesinde, Anayasa"nın 28 ve 6112 sayılı Kanun"un 8. maddesinde ifadesini bulan "basın özgürlüğü" ve "yayın ilkeleri" kapsamında kalmadığı anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görülmediğinden, REDDİNE,
III- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma ihbarnamesinin, (3-) numaralı bendi yönünden yapılan incelemede;
28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 74. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 268/3-a maddesinde yer alan "...Sulh ceza hâkimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden fazla sulh ceza hâkimliğinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen hâkimliğe; son numaralı hâkimlik için bir numaralı hâkimliğe; ağır ceza mahkemesinin bulunmadığı yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine; ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerlerde tek sulh ceza hâkimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine aittir...." hükmü ile
6545 sayılı Kanun"un 48. maddesi ile değişik 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun"un 10/1. maddesinde yer alan "...Kanunların ayrıca görevli kıldığı hâller saklı kalmak üzere, yürütülen soruşturmalarda hâkim tarafından verilmesi gerekli kararları almak, işleri yapmak ve bunlara karşı yapılan itirazları incelemek amacıyla sulh ceza hâkimliği kurulmuştur..." şeklindeki düzenlemeler gereği;
Mercii kararının verildiği tarihte, Perşembe Sulh Ceza Mahkemesinin kaldırıldığı ve Sulh Ceza Hakimliklerinin kurulduğu dikkate alındığında, mercii Perşembe Asliye Ceza Mahkemesince itiraz incelemesinin yapıldığı tarihte görevsiz olduğu gözetilmeksizin, itirazın reddine karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu anlaşılmakla,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Perşembe Asliye Ceza Mahkemesinin 08/10/2014 tarihli ve 2014/65 değişik iş sayılı kararının CMK"nın 309/4-a. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin kararı veren mahkeme tarafından, gerekli inceleme ve araştırma sonucunda yerine getirilmesine, 19/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi