17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/20605 Karar No: 2016/3622 Karar Tarihi: 22.03.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/20605 Esas 2016/3622 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/20605 E. , 2016/3622 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlular Hakan hakkında takip başlatıldığını,borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve haklarındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için dava konusu taşınmazlardaki hisselerini amcalarının oğlu davalı ..."ya devrettiğinden, bu devire ilişkin tasarrufun iptaline verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın hakdüşürücü sürede açılmadığından davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Davalı ...,duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, dava konusu tasarrufların 20.10.2006 ve 13.11.2006 tarihlerinde yapıldığı davanın ise 26.06.2013 tarihinde açıldığı, İİK"nun 284.maddesindeki 5 yıllık süre geçtiğinden bahisle reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Borçlar Kanunu"nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 19.(eski 18.) maddeye dayalı olarak dava açabileceği gibi şartlarının mevcut olması halinde İİK. 277 vd maddelerine göretasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Bu açık izah karşısında davacının talebi doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmasına giderek BK 19. maddeye göre yargılamaya devam edilerek bir verilmesi yerine yazılı şekilde davacının İİK 277 vd kapsamında bir dava açtığı kabul edilerek hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 22.03.2016 tarihinde oybirliği ile verildi.