17. Hukuk Dairesi 2014/23782 E. , 2016/3618 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki tüm davalılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.03.2016 Salı günü davalı .... ve ... vekili Avukat ... geldi. ..., ..., ..., ... vekili Avukat ... geldi. Davalı ... ve davacı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan ... dışındaki davalılar vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, davalı şirket hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için borçlu şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince kendisine intikal eden bağımsız bölümleri davalı ... ve ..."a devretmiş onlarda diğer davalılara devrettiğini, bu tasarrufların iptaline verilmesini istemiştir.
Davalı ..., ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazları müvekkillerinin iyiniyetli olarak borçludan raiç bedeli üzerinden satın alındığından bahisle haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekilleride ayrı ayrı verdikleri dilekçelerinde, müvekkillerinin iyi niyetli olduklarını ..."in taşınmazı satın almak için konut kredisi çektiğini, davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı borçlu şirket ve davalı ... vekili, davacı ile borçlu şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimlerini yerine getirdiğini, ....Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/1139 Esas sayılı dosyasından menfi tesbit davası açtıklarını, satışların iyi niyetle yapıldığını belirtmişlerdir.
Mahkemece, taşınmazların raiç bedelleri ile tapudaki satış bedelleri arasında fahiş fark bulunduğundan bahisle davanın kabulüne verilmiş hüküm tüm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı borçlunun açtığı menfi tesbit davasının red edilerek onandığı, davalı üçüncü kişiler ..., ... ve ... yönünden taşınmazın satış değerleri ile raiç bedelleri arasında fahiş fark olup anılan davalıların daha fazla ödeme yaptıklarına ilişkin delil sunulmadığı, davalı ..."nın ödemeye ilişkin olarak sunduğu belgelerin damadına ait hesaplar olup borçlu şirkete taşınmaz satışı ile ilgili olarak ödeme yapıldığını ispattan uzak bulunmasına göre davalılar borçlu şirket, ..., ... ve ... vekilinin tüm ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyi niyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davalarda, dava konusu şey üçüncü kişi tarafından bir başka şahıslara devri halinde dördüncü ve beşinci kişi yönünden tasarrufun iptali için, edimler arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp dördüncü ve beşinci kişinin borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi gereken şahıslardan olduğunun iddia ve ispat edilmiş olması gerekir. Ancak bu halde tasarruf iptali edilir; aksi halde üçücüncü kişi elinden çıkardığı şeyle ilgili olarak bedelden sorumlu olacaktır. (İİK"nun 283/2)
Somut olayda, dava konusu 7 nolu bağımsız bölüm 09.09.2009 tarihinde borçlu şirket tarafından davalı ..."e satılmıştır. Anılan davalı satış için konut kredisi çektiğini ileri sürmüş ve iddiasını ispatlamış bu hali ile taşınmazın tapudaki satış bedeli ile raiç bedeli arasında fark bulunmamakla birlikte, davalı ..."in borçlu şirket ortaklarının akrabası olduğu anlaşıldığından İİK"nun 280. madde kapsamında borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğundan bu davalı yönünden de davanın reddi yerinde ise de davalı 7 nolu bağımsız bölümü elinden çıkardığını belirttiğinden, taşınmazın son kayıtlarının getirtilerek üçüncü kişinin taşınmazı dördüncü kişiye satışı nedeniyle İİK"nun 283/2 maddesi gereğince dördüncü kişinin davaya dahil edilip edilmeyeceğinin veya davayı bedele dönüştürüp dönüşmediğinin alacaklıya sorulması ve oluşacak sonuca göre verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile bu bağımsız bölüm yönünden sadece kabul kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Öte yandan davalılar ... ve ... dördüncü kişi olup, bu davalılar yönünden tasarrufun iptali için edimler arasındaki bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetli oldukları bir başka deyişle borçlunun mali durumunu bildikleri veya bilmesi lazım gelen şahıslardan oduklarının ispatlanması gerekir. Anılan şahıslar yönünden böyle bir ispatın söz konusu olmadığı dolayısıyla kötü niyetli oldukları ispatlanmadığından, bu davalılar yönünden davanın reddi ile 3 nolu bağımsız bölüm yönünden davalı ..."ın 5 nolu bağımsız bölüm yönünden davalı ..."un ikinci satış tarihindeki taşınmazın gerçek değerleri üzerinden bedel ile sorumlu tutulmaları gerekirken yazılı şekilde bu davalılar yönünden de davanın kabulüne verilmesi isabetsiz olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar borçlu şirket, ..., ... ve ... vekilinin tüm davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu benttlerde açıklanan nedenlerle davalı ... ve ...
vekilinin tüm, ..."in diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalı ... dışında kalan davalılara verilmesine,aşağıda dökümü yazılı 5.455,82 TL kalan harcın temyiz eden davalılardan alınmasına 23/03/2016 tarihinde oybirliğiyle verildi.