Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/52 Esas 2007/2017 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/52
Karar No: 2007/2017
Karar Tarihi: 01.03.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/52 Esas 2007/2017 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/52 E.  ,  2007/2017 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/12/2004
    NUMARASI : 2003/69-313

     Taraflar arasında görülen davada;
     Davacı, miras bırakanı A..U.."nun malik olduğu ..parsel sayılı taşınmazı davalı oğlu R..."e satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini, mahfuz hisselerinin ihlal edildiğini ileri sürerek tapu iptali ve mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuştur.
     Davalılar, davayı kabul etmişlerdir.
     Mahkemece, kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
     Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ."un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                           -KARAR-
     Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tecil isteğine ilişkindir.
     Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
     Hemen belirtilmelidir ki, bu tür isteklerde dava hakkının murisin ölümüyle ortaya çıkacağı kuşkusuzdur. Başka bir anlatımla, Kadastro Yasasının 12/3.maddesi hükmünde öngörülen hak düşürücü sürenin uygulanmasında murisin ölüm tarihi büyük önem taşır. Anılan yasal düzenlemeye göre, kadastro tespit tutanağında belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemez ve dava açılamaz. Başka bir ifadeyle anılan sürenin ancak hakkın kadastro tespit tutanağının tanzim tarihinden önce doğması halinde uygulama imkanına kavuşur. Tutanağın tanziminden sonra doğan haklara ilişkin açılan davalarda uygulama yeri yoktur. Miras bırakanın ölümü ile tereke intikal eder ve terekenin açılmasıyla mirasçılar tereke üzerinde hak sahibi olurlar. Dosya içeriği ve toplanan delillerden kadastro tespitinin 27.5.1989 tarihinde yapıldığı, miras bırakanın ise tespitten sonra 12.11.1997 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
     Buna göre, 3402 Sayılı Yasanın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanamayacağı tartışmasızdır.   
     Hal böyle olunca, işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  01.03.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.