2. Ceza Dairesi Esas No: 2009/40316 Karar No: 2011/6323 Karar Tarihi: 28.03.2011
Hakaret - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2009/40316 Esas 2011/6323 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın daha önce mahkum olduğu anlaşıldığı için hükmün açıklanmasının geri bırakılması için aranan koşulların oluşmadığı belirlenerek, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilememiştir. Ancak, sanığın hakaret suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında müştekinin ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilip, sanığın suçu işleyip işlemediği belirlendikten sonra hüküm kurulması, infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı konularında eksikliklerin düzeltilmesi gerekmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri: 5271 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu.
2. Ceza Dairesi 2009/40316 E. , 2011/6323 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 4 - 2007/204648 MAHKEMESİ : Sındırgı Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 22/01/2007 NUMARASI : 2007/5 Karar - 2006/261 Esas SUÇ : Hakaret
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CYY’nın 231/6.maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma” nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun oluşan kanaat ve takdirine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Sanığın eskiden arkadaş olduğu müştekiye, telefonla hakaret ettiği ve daha sonra müştekinin bulunduğu evin önüne gelerek “seni seviyorum “ şeklinde bağırarak atılı suçu işlediği iddiasıyla cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında, müştekinin soruşturma aşamasındaki ifadesinde, sanığın evin önünde kendisine” seninle birlikte olmak istiyorum” dediğini, kovuşturma aşamasındaki ifadesinde ise sanığın evin önünde “orospular” diye bağırdığını belirtmesi karşısında müştekinin bu beyanları arasındaki çelişki giderilip, diğer sanık M.. A.."ın yeniden ifadesi alınarak sanığın evin önünde müştekiye hakaret edip etmediği hususu sorulup, tereddüde yer bırakmayacak şekilde belirlendikten sonra sonucuna göre sanık hakkında 5237 Sayılı TCK.nun 125/4.maddesinde düzenlenen aleniyet hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken eksik kovuşturma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-5237 Sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanabileceği gözetilmeden infaz tamamlanıncaya kadar uygulanmasına karar verilmesi, 3-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağının belirtilmesi karşısında, denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin 7. fıkrası gereğince hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde cezanın infazından sonra sanık hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 28.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.