Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/1759 Esas 2015/13432 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
5. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1759
Karar No: 2015/13432
Karar Tarihi: 11.06.2015

Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/1759 Esas 2015/13432 Karar Sayılı İlamı

5. Hukuk Dairesi         2015/1759 E.  ,  2015/13432 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 16/10/2014
    NUMARASI : 2013/36-2014/530

    Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın usulden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, M.. B.. hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, Ankara İl Özel İdaresi aleyhine açılan davaya bakmanın idari yargının görevi dahilinde olduğundan bahisle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava konusu taşınmaz imar planında temel eğitim alanı olarak ayrılmış ise de; dosya içindeki delil ve belgelere göre, taşınmaza davalı idarelerce fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.
    11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı yasanın 21. maddesi ile Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklik ile; “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
    Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin 25.09.2013 gün 2013/93 Esas, 2013/101 Karar sayılı ilamında da; “Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerektiği; imar kısıtlamalarında taşınmazın zilyetliğinin malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kaldığı, bu nedenle imar kısıtlamalarından kaynaklanan tazminat davalarının idari yargıda açılabileceği” kabul edilmiştir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Ankara İl Özel İdaresi aleyhine açılan davanın idari yargıda görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin görev yönünden reddine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Davalılardan M.. B.. yönünden yapılan incelemede ise;
    HMK."nun 114. maddesi uyarınca yargı yolunun caiz olması dava şartı olup, aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartı noksanlığında davanın usulden reddi gerekir. Yine HMK."nun 138. maddesi uyarınca mahkeme öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar vermelidir.
    Bu durumda; davalı M.. B.. hakkındaki davanın da yargı yolu yönünden reddi gerekirken feragat nedeniyle reddine karar verilmesi sonuç olarak doğrudur. Ancak;
    Görevsizlik hususu yasal değişiklikten kaynaklandığından davalı idareler lehine vekalet ücreti takdir edilmemesi gerektiğinden,
    Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 4. bendinin tümüyle çıkartılmasına,
    Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.