
Esas No: 2015/11393
Karar No: 2016/124
Karar Tarihi: 11.01.2016
Hakaret ve basit yaralamaya teşebbüs - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/11393 Esas 2016/124 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanıklar hakkında hakaret ve basit yaralamaya teşebbüs suçlarından adli para cezaları verilmiştir. Sanıkların hüküm açıklanmasının geri bırakılması talepleri olmasına rağmen, mahkeme bu konuyu tartışmamıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, hüküm açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarına uyulduğu halde tartışılmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir. CMK'nın 231. maddesi uyarınca, hüküm açıklanmasının geri bırakılabilmesi için objektif ve subjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle, mahkeme subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurmalıdır. Kanun maddeleri: 5237 SK 125/1, 125/4, 86/2, 35/2, 62/1 ve 52/2; 5271 CMK 231, 223.
18. Ceza Dairesi 2015/11393 E. , 2016/124 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret ve basit yaralamaya teşebbüs suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4, 86/2, 35/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.740,00 Türk lirası ve 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezalan ile basit yaralamaya teşebbüs suçundan sanık Mümine Kirazlı"nın, 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 35/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmalarına dair A. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/17 esas, 2014/73 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 11.12.2014 tarih ve 395140 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Sanıklar hakkında hükmolunan cezanın adlî para cezası olması ve sabıka kaydının da bulunmaması karşısında, 5728 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi uyarınca, sanıklar hakkında kurulan hükmün açıklanmasının gen bırakılıp bırakılmayacağı hususunda bir değerlendirme yapılmamasında isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itiraz etmemesi,
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, “sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.”
Kanun yararına bozma konusu yapılan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilmesi için, CMK"nın 231. maddesinde sayılan objektif ve subjektif koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Objektif koşulların değerlendirilmesindeki hatalar kanun yararına bozma konusu olabilecekken, subjektif koşula yönelik hukuka uygun gerekçeler takdire ilişkin olduğundan, kanun yararına bozma konusu yapılamayacaktır. Bununla birlikte, sanık veya müdafiinin bu kurumun lehlerine uygulanmasına yönelik talepleri bulunması ve objektif koşulların oluşmasına karşın, koşullu bir düşme nedeni olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması da, yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık kabul edilerek, kanun yararına bozma konusu yapılabilecektir.
İnceleme konusu somut olayda; Suç tarihi itibariyle kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan sanıklar ... ve Mümine Kirazlı hakkında, hakaret ve yaralamaya teşebbüs suçlarından adli para cezaları verildiği ve sanıkların savunmalarında, haklarında ceza verilecek ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettikleri anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK"nın “Hükmün gerekçesinde gösterilmesi gereken hususlar” başlıklı 230. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendinde, cezanın bireyselleştirilmesine yönelik istemlerin kabul veya reddinde gerekçe gösterilmesinin zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Ancak yargılama safhasında sanıkların açık taleplerinin bulunmasına ve sanık ... hakkında silahlı tehdit suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karşın, sanık ..."nın hakaret ve yaralamaya teşebbüs ile sanık Mümine Kirazlı"nın yaralamaya teşebbüs suçlarında mahkemece kısa karar veya gerekçede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu tartışılmamıştır.
Bu nedenlerle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun tartışılmaması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
Sanıklar ... ve Mümine Kirazlı"nın hakaret ve yaralamaya teşebbüs suçları hakkında, A. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/09/2014 tarihli ve 2014/17 esas, 2014/73 sayılı kararının, CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 11.01.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.