3. Hukuk Dairesi 2016/3308 E. , 2017/13104 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde dahili davalı ... vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar ,davaya konu gayrimenkulün kendilerine ait olduğunu ve davalılar ile komşu olduklarını, davalıların tuvaletlerinden, banyolarından şehir şebeke sularının borusundan ya da foseptik çukurlarından akan suların kendilerinin evine sızdığını, bu nedenle ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/24 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, o dosyada alınan bilirkişi raporuna göre davalıların binasının üst kotta olduğu, kendilerinin oturduğu binanın ise bodrum katta olduğu,yoğun su sızması görüldüğü, su birikiminin pis su sızıntısı olduğu ve kendi binalarının bodrum katında oluşan zararların davalılara ait binanın pis su giderindeki su sızıntısından olduğu kanaatine varıldığının belirtildiğini ileri sürerek,davalıların gayrimenkulündeki foseptik kuyularının taraflarınca boşaltılmasına, boşaltılan kuyuların taraflarınca toprakla doldurulmasına izin verilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, tespit dosyasında bilirkişi tarafından belirlenen 3.050,00 TL zararın tespit dosyasındaki zararın masraflarının foseptik kuyularının boşaltma bedeli için 1.000,00 TL, foseptik kuyularının toprakla doldurulması bedeli için 1.000,00 TL, 5 yıllık kira mahrumiyeti için 1.000,00 TL ve her davacı için 1.000,00 ‘er TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş;09.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile kira kaybından doğan alacak talebini 12.360,00 TL’ye yükseltmişlerdir.Davalı ... ,söz konusu binada 10 yılı aşkın zamandır oğlu ... ile oturduğunu, binanın 3 katlı olup, iki katının parasını ablası ... ’ın aldığını, daha önceden su sızıntısı olduğunu,bu nedenle belediyeye müracaatta bulunduklarını ve yaptırdıklarını, uzunca bir zaman oturmalarına rağmen şimdiye kadar herhangi bir su sızıntısı olmadığını,evlerin bitişik nizam olduğunu, kot farkı bulunmadığını, sızıntının esasen ... Camisi’nin önünden kendilerine sirayet ettiğini, bununla ilgili belediyeye müracaat ettiklerini ve yaptırdıklarını,oturdukları yer sit alanında bulunduğundan herhangi bir tadilat ve tamirat yaptıramadıklarını savunarak,davanın reddini istemiştir.
Davalı ...,oturdukları yerin dedelerinden kaldığını,söz konusu binaya annesi ve teyzesinin hisseli hak sahibi olduklarını,kira bedellerinin de çoğunu teyzesi ... ’ın aldığını,bir ara su sızıntısı olduğunu,ancak kendilerinin bunu hemen yaptırdıklarını,davalıların ikamet ettikleri bina ile kendilerinin ikamet ettiği binanın bitişik nizam olduğunu,herhangi bir kot farkı bulunmadığını,aslında kendilerinin oturduğu binaya su sızıntısı olduğunu,ancak sit alanı olduğu için tamirat yaptıramadıklarını savunarak,davanın reddini istemiştir.Dahili davalı ...,kendisinin 20 yıldan uzun süredir ... "da yaşadığını, söz konusu gayrimenkulün miras nedeniyle kendilerine intikal etmesine rağmen burada oturmadığını, davacıların zararlarına yol açacak hiç bir ihmali davranışı ya da kusurlu hareketi olmadığını, aksine davacıların mağduriyetini öğrenir öğrenmez tadilat, tamirat ve tesisat işlemlerini yaptırarak suyun giderilmesini sağladığını, davalı ...’ın davacıların şikayetini hiç bir şekilde kendisine bildirmediğini, asli ve gerçek kusurlunun davalı ... olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;davacılara ait evde oluşan zarar bedeli olan 2.590,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ve dahili davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine;kira kayıp bedelinden kaynaklı 12.060,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılar ve dahili davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine;davacı tarafın kuyuların boşaltılması ve toprakla doldurulmasından kaynaklı tazminat talebinin reddine; davacı tarafın manevi tazminatı talebinin reddine karar verilmiş;hüküm dahili davalı ... vekili ile davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, dahili davalı ... vekili ile davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava tarihinden önce yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK"da, ne de dava ve karar tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı HMK"da dahili davalı diye adlandırılan bir müessese bulunmamaktadır.Somut olayda;dahili davalı olarak davaya sonradan davalılar yanında dahil edilen ...’nın davada taraf sıfatı bulunmadığından hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile ...’nın dahili davalı olarak davaya dahil edilmesi suretiyle bu kişi hakkında hüküm tesisi yoluna gidilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bundan ayrı ,kural olarak, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. (TMK m.6) Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.Bu kapsamda somut olaya bakıldığında ise;davacılar her ne kadar dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık süre için kira kaybından doğan alacak talebinde bulunmuşlar ve mahkemece de alınan rapor ve ek raporlar nazara alınmak suretiyle bu talebin kabulüne karar verilmiş ise de,davacıların iddia edilen sızıntı olayı nedeniyle söz konusu yeri ne kadar süre ile ve ne miktar ücret ile kiraya veremediklerinin tespitine ilişkin olarak, mahkemece gerekli araştırmanın yapılması suretiyle davacılar için kira gelirinden mahrum kaldıkları sürenin belirlenmesi ve bu süre için elde edebilecekleri kira kaybının belirlenmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile bu talebin tümü yönünden kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle dahili davalı ... vekili ile davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince dahili davalı ... yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün dahili davalı ... ve davalılar yarına bozulmasına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere ,02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.