3. Hukuk Dairesi 2016/2722 E. , 2017/13101 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, kendisi hakkında davalı tarafından ...1. İcra Müdürlüğünün 2000/2747, 2000/2748 ve 2000/2749 Esas sayılı takip dosyaları ile icra takipleri yapıldığını; kendisinin ödeme güçlüğü içerisinde davalı tarafa 16/02/2001 tarihinde 2,000,00 TL ödeme yaptığını, bakiyesinin ise ...1. İcra Müdürlüğünün 2000/2747 Esas sayılı dosyası üzerinden ..., Merkez İlçesi,..... Köyü 1867 parsel sayılı taşınmazın icra kanalıyla satışa çıkartılıp 13/06/2002 tarihinde davalı tarafından satın alındığını,bu şekilde davalıya borcu kalmadığını; davalı tarafın satışa çıkartılan ve alacağına karşılık satın almış olduğu kendisine ait taşınmazı kendisine geri verme karşılığında 07/07/2003 tarihinde 1,700,00 TL, 29/07/2003 tarihinde 15,000,00 TL ödeme aldığını, ayrıca 10/10/2008 tarihinde de davalıya 5,000,00 TL ödeme yaptığını, tüm bu ödemelere rağmen davalının sözünde durmadığını, taşınmazı geri vermediği gibi kendisinden fazlaca 21,700,00 TL para aldığını ,buna ilişkin dekontların bulunduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 10,000,00 TL alacağın en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, açılan davanın zamanaşımına uğradığını,ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu,esas yönünden ise;davacının dilekçesinde sunmuş olduğu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında gayrimenkule ilişkin alım satım ya da geri verme gibi herhangi bir anlaşma olmadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini, ayrıca davacının ilgili takip dosyalarındaki borcunun henüz bitmediğini, davacının takip dosyalarına yapmış olduğu ödemelere ilişkin kendisine belge verildiğini,dosya içinde yer alan belgelerin kendileri tarafından davacıya verildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında taşınmazın geri verileceğine ilişkin herhangi bir yazılı delilin dosya kapsamına sunulamadığı, ayrıca ödeme dekontları incelendiğinde, ödemelerin takip dosyalarına yönelik olduğu, taşınmazın geri verilmesine ilişkin herhangi bir beyanın bulunmadığı,bu şekli ile davacının davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-TMK"nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Somut olayda; ispat yükü üzerinde olan davacı taraf,iddiasını yazılı deliller ile ispat edememiştir. Ne var ki,davacının dava dilekçesinde belirttiği delilleri arasında ‘’yemin ‘’ delilinin de yer aldığı anlaşılmakla,davacıya iddiasını ispat noktasında yemin teklif etme hakkı hatırlatılmadan hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, ispat yükü üzerinde olan davacı tarafa yemin teklif hakkının 6100 sayılı HMK’nun 225 vd. maddelerine uygun şekilde hatırlatılması ve sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.