Esas No: 2021/8143
Karar No: 2022/16640
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2021/8143 Esas 2022/16640 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir kararda, bir kişi hakkında sahte fatura kullanma suçundan verilen beraat kararı temyiz edilmiş ancak temyiz reddedilmiştir. Ancak aynı davadaki bir diğer sanık hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçu işlediği gerekçesiyle verilen beraat kararı Yargıtay tarafından bozulmuştur. Yapılacak yeniden yargılamada, yeni yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurulmalıdır. Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının durumu ise sanığın ölümü nedeniyle düşmüştür.
Kanun Maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 253. Maddesi
- 7394 sayılı Kanun'un 4 ve 5. Maddeleriyle değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkraları
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. Maddesi
- 1412 sayılı CMUK'nin 321. Maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. Maddesi
- 5271 sayılı CMK'nin 223/8. Maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Defter, kayıt ve belgeleri gizleme, Sahte fatura kullanma
...
...
...
A) Sanık ... hakkında "2012 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizinin incelenmesinde:
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan kanaat ve takdirine, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak dosya içeriğine uygun şekilde açıklanan gerekçeye göre; yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı Mahkemece kabul ve takdir kılınmış olmakla, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
B) Sanık ... hakkında "2012 takvim yılında sahte fatura kullanma", sanık ... hakkında "2012 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik sanıklar müdafilerinin sanık ... hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyizlerinin incelenmesinde:
1- Defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun, varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit ve saklama mecburiyeti bulunan defter ve belgelerin vergi incelemesine yetkili kimselere ibraz edilmemesi ile oluştuğu, defter ve belgeleri saklama sorumluluğunun mükellef sanık ...'e ait olduğu, 213 sayılı VUK'nin 253. maddesi uyarınca defter ve belgelerin ait olduğu yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere 5 yıl saklama ve istendiğinde ibraz edilme zorunluluğu bulunduğu, somut olayda da; 2011 ve 2012 yılına ait, defter ve belge istem yazısının 17.02.2014 tarihinde sanığa tebliğ edildiği halde, sanığın 2011 yılına ait varlığı noter tasdiki ile sabit envanter defterini kaybettiğini belirterek ibraz etmediğinin anlaşılması karşısında, sanık ...'e yönelik "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçunun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden eksik inceleme ile beraat kararı verilmesi yasaya aykırı,
2- Mahkemece sanık ... hakkında defter, kayıt ve belgeleri gizleme suçunun sübutunun varlığının kabulü halinde, gerek "defter, kayıt ve belgeleri gizleme" suçu yönünden, gerekse "2012 takvim yılında sahte fatura kullanma" suçundan verilen mahkumiyet hükmü yönünden; 15.04.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 7394 sayılı Kanun’un 4 ve 5. maddeleriyle değişik 213 sayılı Kanun’un 359 maddesinin 3,4,5 ve 6. fıkra hükümleri uyarınca 5237 sayılı TCK'nin 7/2. maddesi de gözetilerek öncelikle lehe Kanun’un tespit edilip uygulama yapılması ve her iki Kanunla ilgili uygulamanın gerekçeleriyle birlikte denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak kararda gösterilmesi suretiyle sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Sanık ...'ın UYAP aracılığıyla MERNİS üzerinden ulaşılan nüfus kaydına göre hükümden sonra 03.12.2020 tarihinde öldüğü belirlendiğinden, bu durumun kesin olarak tespiti halinde 5237 sayılı TCK’nin 64/1 ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddeleri uyarınca kamu davasının düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafileri ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.