3. Hukuk Dairesi 2016/2778 E. , 2017/13083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ihtiyaç duydukları elektrik enerjisini davalı şirketten satın aldıklarını, davalı şirketin 2006-2008 yılında ... bünyesindeki bütün mevcut mekanik sayaçları dijital sayaç ile değiştirdiğini ancak yeni sayaçların kullanımında uygulanabilecek tek zamanlı-çok zamanlı tarife uygulaması konusunda kendilerini bilgilendirmediğini, buna göre kullanım ihtiyacına uygun tarife belirlenmemesi nedeniyle davalı şirketi tarafından fazla fatura bedeli tahsil ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla.....Fakültesi ve.... haksız tahsil edilen 68.361,52 TL bedelin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, abone tüketim bilgilerine göre tek yada çift zamanlı tarife seçiminin abonenin takdirinde olduğunu, kendilerinin bilgilendirme yükümlülüğünün bulunmadığını, elektrik satın alan abonelerin tüketimlerini takip ederek ve elektrik enerjisi birim satış fiyatlarını inceleyerek tek yada çok zamanlı tarifeyi kendilerinin seçmesi gerektiğini, bu hususu abonenin belirleyip başvurusunun yapmasının gerektiğini, davacı tarafından itiraza konu olan .... ve .... sayılı tesisatlar için çok zamanlı tarifeden elektrik kullanması konusunda bir talebinin bulunmadığını, bu yöndeki müracaatını 10.01.2011 tarihinde yaptığını ve bu tarihten sonraki faturalara çift zamanlı tarife uygulandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 68.361,52.-TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-)Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu
olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder, şeklinde tanımlanır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu aboneliklerin davacı Üniversite için düzenlendiği, davacının 4077 sayılı yasa kapsamında, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi olmadığı açık olup, davacı 4077 sayılı yasa kapsamında tüketici tanımına uymadığı gibi, olayda 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü genel mahkemelerin görevi içerisindedir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir.
2-)Bozma nedenlerine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.