8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/7976 Karar No: 2020/11782 Karar Tarihi: 27.04.2020
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/7976 Esas 2020/11782 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çocuk Mahkemesi'nde görülen davada, suça sürüklenen çocuğun başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması suçundan mahkumiyetine karar verildi. Ancak, TCK'nın 268. maddesine göre, bu suçun oluşabilmesi için öncelikle fail tarafından gerçek bir suçun işlenmesi gerekmektedir. Suça sürüklenen çocuk ise daha önce hırsızlık ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından dolayı soruşturma geçirmiş olsa da, bu suçlara ilişkin kovuşturmaya yer verilmediği veya beraat kararı verildiği için gerçek bir suçun işlenmesi söz konusu değildi. Bu nedenle, suça sürüklenen çocuk TCK'nın 268. maddesi uyarınca cezalandırılamazdı. Bunun yerine, resmi belgelerde yalan beyan suçu işlediği tespit edildi. Kanun maddeleri açıklaması: TCK'nın 268. maddesi- Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu TCK'nın 206. maddesi- Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu.
8. Ceza Dairesi 2018/7976 E. , 2020/11782 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: TCK.nın 268. maddesindeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur. İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmemektedir. Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir. Bu açıklamalar ışığında; suça sürüklenen çocuğun hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından hakkında başlatılan soruşturmada, mağdur ..."e ait kimlik bilgilerini emniyet görevlilerine beyan etmesi sonrasında,suça sürüklenen çocuktan alınan parmak izi incelemesi ve ..."in beyanıyla gerçek kimlik bilgilerine ulaşıldığı somut olayda; suça sürüklenen çocuk hakkında UYAP sisteminden yapılan inceleme ve dosya kapsamından hırsızlığa teşebbüs ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından yürütülen adli soruşturma veya kovuşturmanın akıbetine dair bilgi veya belge bulunmadığı,bu suçlara ilişkin soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi veya kamu davası açılmışsa yargılama sonucunda beraat kararı verilmesi ve bu kararların kesinleşmesi halinde suça sürüklenen çocuğun "işlediği bir suçtan" söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp suça sürüklenen çocuğun TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçundan cezalandırılması gerektiğinin anlaşılması karşısında; soruşturma veya kovuşturmanın akıbeti araştırılıp tüm delillerin birlikte değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.04.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.