8. Ceza Dairesi 2016/143 E. , 2016/6379 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 6136 sayılı Yasaya aykırılık, kasten yaralama ve hakaret
HÜKÜM : - Sanıklar ... ve ... hakkında kasten yaralama suçundan hükümlülük; hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığı,
- Sanık ... hakkında hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığı; 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan beraat ve müsadere
- Sanık ... hakkında hakaret suçundan ceza verilmesine yer olmadığı
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Tebliğnamede adı yazılı olan sanık ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz bulunmadığından, sanık ... hakkında hakaret; sanıklar ... ve ... hakkında kasten yaralama; sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ..."na yönelik hakaret ve sanık ... hakkında ise 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçlarından kurulan hükümlere hasren yapılan incelemede;
I- 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen şikayetçi ..."nun davaya katılamayacağı gibi, mahkemece katılmasına karar verilmiş olması da hükmü temyiz etme hakkı vermeyeceğinden; şikayetçi ..."nun temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi uyarınca oybirliğiyle (REDDİNE),
II- Sanık ... hakkında kasten yaralama ve katılanlar ... ..., ... ve ..."na yönelik hakaret, sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ..."na yönelik hakaret suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçların oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ... hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile mahkemece kanıtlar değer- lendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle sanık ... hakkında, katılanlar ..., ... ve ..."na, sanıklar ..., ... ve ... hakkında, katılan ..."na yönelik hakaret suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan sanık ..."nun, bir sebebe dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin oybirliğiyle (ONANMASINA),
III- Sanık ... hakkında, katılan ..."na yönelik kasten yaralama suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
Sanık hakkında hüküm kurulurken seçimlik cezadan hapis cezası tercih edildiğine göre TCK.nun 50/2. maddesi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılma- mıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ... müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında hükmedilen adli para cezaları taksitlendirilirken 5237 sayılı TCK.nun 52/4, 5275 sayılı Yasanın 109 ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 51. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini kısıtlar şekilde para cezalarının kararın kesinleş- mesinden itibaren takside bağlanmasına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerde adli para cezalarının 5237 sayılı TCK.nun 52/4. maddesi uyarınca taksitlendirilmesine ilişkin kısımlardan ""hükmün kesinleşmesinden itibaren"" ibareleri çıkarılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin oybirliğiyle (DÜZELTİLEREK ONAN- MASINA),
IV-1- Sanık ... hakkında, katılan ..."na yöne- lik kasten yaralama suçundan kurulan hükme ilişkin yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve
takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ... müdafii ile katılan ..."nun sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a- Sanık hakkında hüküm kurulurken seçimlik cezadan hapis cezası tercih edildiğine göre TCK.nun 50/2. maddesi uyarınca hapis cezasının adli para cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
b- Sanık hakkında hükmedilen adli para cezaları taksitlendirilirken 5237 sayılı TCK.nun 52/4, 5275 sayılı Yasanın 109 ve bu maddeye dayanılarak çıkarılan Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 51. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini kısıtlar şekilde para cezalarının kararın kesinleş- mesinden itibaren takside bağlanmasına karar verilmesi,
2- Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Oluşa, tanık beyanlarına, kriminal rapora ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın bir adet yasak nitelikteki silahı işyerinde bulundurması biçimindeki eyleminde, 6136 sayılı Yasanın 13/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeden, mahkumiyeti yerine yazılı biçimde beraatine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı, sanık ... müdafii ile katılan ..."nun temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 10.05.2016 gününde kasten yaralama suçuna ilişkin oybirliğiyle, 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçuna ilişkin ise oyçokluğu ile karar verildi.
(K.K.D) (K.K.D)
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Sanık ... hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan beraat hükmünün, Cumhuriyet Savcısı tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluğun sanığın cezalandırılması gerekçesiyle bozmaya ilişkin kararı yerinde değildir. Şöyle ki;
Sanık aşamalardaki savunmalarında özetle, kavga olayının gerçekleştiği işyerine kardeşlerinden ... ile ortak olduklarını, kavgada tabanca kullanmadığını, kavgadan sonra olay yerine gelen polislerin işyerindeki patron masasının kilitli olmayan ikinci çekmecesinde suça konu tabancayı bulduğunu, tabancanın kime ait olduğunu bilmediğini söylemiştir.
11/04/2011 tarihli Olay, Görgü Tespit ve Muhafaza Altına Alma Tutanağının içeriğinde, “… ... isimli şahısın ... isimli şahıs bana tabanca doğrulttu demesi üzerine, … masanın ikinci çekmecesinde … tabanca… olduğu görülmüş, … ...’na tabancayı olayda kimin kullandığı sorulmuş ve tabancanın ruhsatı istenmiş, şahıs biz görevlilere tabancayı kendisinin kullandığını, ancak tabancanın ruhsatsız olduğunu bizlere söylemiş, …” şeklinde ...’nun beyanı tutanağa geçirilmiştir.
... Polisteki beyanında, olay tarihinde ağabeyi diğer sanık ... ile yeğeni ... ile birlikte işyerinde otururken, miras paylaşımı nedeniyle husumet bulunan kardeşlerinin geldiğini, aralarında kavga çıktığını, ...’nun masayı ters çevirmesi sırasında çekmecenin gözündeki babasından kalan suça konu tabancanın yere düştüğünü, tabancayı alarak tekrar çekmeceye koyduğunu, polislerin ruhsat sorması üzerine tabancanın ruhsatı yoktur dediğini söylemiş, Cumhuriyet Savcılığı ile Mahkemede ise silahın kendisine ait olmadığını, silahı olay yerine kimin getirdiğini bilmediğini, yere düşünce çekmeceye kendisinin koyduğunu, silahın babasından kalmış olabileceğini söylemiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 04/04/2006 tarih, 2006/3-35 E, 2006/97 K sayılı ilamında da belirtildiği üzere “… ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” kuşkudan sanık yararlanır kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Şüpheli ve aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak hüküm tesis edilemez. Ceza mahkûmiyeti bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat teorikte olsa hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermektir. O halde ceza yargılamasında mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır.”
Dosya kapsamı, sanığın aşamalardaki değişmeyen ifadelerinde kavgadan sonra olay yerine gelen polislerin işyerindeki patron masasının kilitli olmayan ikinci çekmecesinde suça konu tabancayı bulduğunu, tabancanın kime ait olduğunu bilmediğini söylemesi, dosyada sanık olarak yargılanan ...’nun sanığın savunmasını doğrulayan anlatımları, 11/04/2011 tarihli tutanak içeriği, sanığın tehdit suçunda silah kullandığının mahkemece kabul edilmiş olmasının 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçunun unsurlarını oluşturmayacağı, zira kısa bir süre için silahın kullanılmasında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçu işleme kastının olmadığının Dairemizin yerleşmiş içtihadı olduğu birlikte değerlendirildiğinde, sanığın savunmasının aksine cezalandırılması için şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi, ceza hukukunun şüphe sanık lehine ..../...
değerlendirilir genel ilkesi göz önüne alındığında yerel mahkemece verilen beraat kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle onanması yerine, sanığın cezalan- dırılması gerekçesiyle yerel mahkemenin kararının bozulmasına dair sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz. 10.05.2016