Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5535
Karar No: 2021/5470
Karar Tarihi: 26.05.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/5535 Esas 2021/5470 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, akrabaları olan davalıya vekalet vererek ortak hisseli taşınmazlarının satışını gerçekleştirdiklerini ancak davalının kendilerine yollanan parayı, toplam satış bedelinden daha düşük ödediğini iddia ederek, eksik ödeme yapılması nedeniyle davalıdan alacağı olduklarını talep etmişlerdir. Mahkeme öncelikle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermiş, ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında tekrar görülen davanın ölü kişi lehine hüküm kurulması nedeniyle taraf teşkili yapılmadan verilen kararın hukuka uygun olmadığına hükmetmiştir. Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları olarak düzenlenmiştir ve ölü kişinin davaya devam etmesine imkan yoktur. Mahkeme, davacının mirasçılık belgesi getirtilmesi ve mirasçılarının yöntemince davaya katılımları sağlanarak karar verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 114/1-d
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 55
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m. 8 ve 28
- Türk Borçlar Kanunu m. 43/1 ve 513/1
- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu m. 440
3. Hukuk Dairesi         2020/5535 E.  ,  2021/5470 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    ...

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, bozmaya uyularak davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacılar, ...,... Köyü’ndeki ortak hisseli taşınmazlarının satışı için akrabaları olan davalı ..."a vekalet verdiklerini, vekalete istinaden davalının 124 ada 1-2 pafta 298 ve 299 parsel nolu fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazların satışını 10/07/2007 tarihinde gerçekleştirdiğini, bu satış sonucunda 80.000,00 TL yolladığını, ancak davalının söz konusu taşınmazın satışı sonucu elde ettiği maddi değerin kendilerine yollanan miktardan önemli ölçüde fazla olduğunu, toplam satış bedelinin 304.000,00 TL olduğunu, bu nedenle vermediği 224.000,00 TL"lik kısmının da satım sözleşmesi tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir.
    Davalı, vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacak davalarının 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, satışın gerçekleştiği ve bedelin tahsil edildiği tarihten itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalıların taşınmazı için 80.000,00 TL, kendi taşınmazı için de 200.000,00 TL bedel üzerinden anlaştığını, bu nedenle hesabına alıcı tarafından 320.000,00 TL havale edildiğini, bu miktarın 40.000,00 TL"sinin de satış masrafları için kullanıldığını, 80.000,00 TL"yi davacılara gönderdiğini, satış bedelinin tapu kayıtlarında fazla gösterilmiş olmasının kendisi ile bir ilgisi olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 04/10/2018 tarihli 2016/21797 E. 2018/9026 K. Sayılı kararı ile bozulmuştur. İlk derece Mahkemesince tekrar davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır. (6100 sayılı HMK m.114,1/d ) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur.
    Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. (4721 sayılı TMK m.28/1) Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir.
    Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur.
    Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
    Diğer yandan, gerek Türk Medeni Kanunu gerekse Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile, dava açıldığı zaman hayatta olup, dava sırasında ölen kişiler yönünden düzenleyici hükümler getirmiştir.. Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir. (6100 sayılı HMK m. 55)
    Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer. (TBK m.43/1, 513/1) Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
    Somut olayda; davacı ..."e ait nüfus kaydından, anılan davacının yargılama sırasında 12.02.2019 tarihinde öldüğü, mirasçılarının yargılama aşamasında davaya dahil edilmeksizin, ölmeden evvel verilen vekaletnameye istinaden davacı vekili ile davaya devam edilip, işin esasına girilerek yazılı şekilde, ölü kişi hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK"nın 114/1-d maddesine göre tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartları olarak düzenlenmiştir. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re"sen göz önünde bulundurulmalıdır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle yargılama sırasında vefat eden davacının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının mecburi dava arkadaşı olarak yöntemince davaya katılımı sağlanmak, mirasçılar davayı birlikte takip etmekten kaçınırlarsa terekeye temsilci tayin ettirmek suretiyle, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken; taraf teşkili sağlanmaksızın, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir .
    2-Bozma nedenine göre, davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/05/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi