8. Hukuk Dairesi 2018/5853 E. , 2020/905 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Ecrimisil Ve Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, ecrimisil davasının kısmen kabulüne, tahliye talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, hükmün davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkili olan davacının taşınmazda pay sahibi olduğunu, bu taşınmaz üzerinde kurulu bulunan petrol istasyonunun davalı tarafından haksız şekilde kullanıldığını beyan ederek, davacının payı karşılığı 32.414 TL. ecrimisilin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir
Davalı savunmasında, işgalci olmadığını, taşınmazı kira sözleşmesine dayanarak kullandığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma öncesi yapılan yargılama neticesinde; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 3. Hukuk Dairesi"nin 12.02.2013 tarihli ve 2012/23186 Esas, 2013/2084 Karar sayılı ilamında belirtilen "...Dosyanın incelenmesinden, dosyada mevcut ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda “dava konusu yerde petrol tesisi ve arsanın ayrı ayrı düşünülemeyeceğinden birlikte dava tarihi itibariyle aylık kiranın 2.000 TL. olabileceği, 24 aylık talebe göre de, ecrimisil tutarının 48.000 TL. olabileceği “belirtilmiştir. Ecrimisil, iyi niyetli zilyedin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olup, en azı kira geliri, en çoğu ise tam gelir yoksunluğudur. İlke olarak kira gelirinin hesabında ise, taşınmazın dava konusu dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parasının somut emsallerin de değerlendirilmesi suretiyle belirlenmesi gerekir. Şu halde Mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak, emsal araştırması yapılmalı, arsa vasfı itibariyle taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde boş arazi olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçeleriyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile 19.624,48 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ecrimisil bedeli olarak davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine ve tahliye talebi konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Hemen belirtmek gerekir ki; bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu Mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK).
Somut olayda, bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmeden karar verilmiştir. Şöyle ki, (bozma sonrası aldırılan ve) hükme esas alınan bilirkişi raporunda ecrimisil hesabı “Arsa” ve “Petrol” başlıkları adı altında ayrı ayrı yapılmış olup bozma ilamında, taşınmazın “...boş arazi...” olarak değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği ifade edilmiş olmasına rağmen Mahkemece, “Arsa” yerine “Petrol” seçeneği üzerinden karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, (bozma ilamı doğrultusunda) gerektiğinde bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle taşınmazın arsa (boş arazi) vasfı ile getireceği ecrimisil miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bozma ilamı gerekleri yerine getirilmeden, yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (2.) bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.