Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8432 Esas 2017/5810 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/8432
Karar No: 2017/5810
Karar Tarihi: 15.06.2017

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/8432 Esas 2017/5810 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Marka hakkına tecavüz suçuyla ilgili yerel mahkemenin verdiği beraat hükmüne karşı yapılan temyiz başvurusu incelendi. Sanık hakkında kurulan beraat hükmü yerinde görüldü ve temyiz davası esastan reddedildi. Ancak sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünde özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 556 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 61/7 maddesiyle ilgili olarak uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği belirtildi. Bu nedenle sanık hakkında 6763 sayılı kanunun ilgili maddelerinin uygulanması zorunlu hale geldi. Ayrıca suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebileceği belirtildi. Sanık hakkında adli sicil kaydı bulunmayan suçun işlenmesiyle ortaya çıkmayan bir zarar olduğundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildi. Kanun maddeleri ise şöyle: 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesi, 6763 sayılı kanunun 34. maddesi, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddeleri, 5271 sayılı CM
19. Ceza Dairesi         2016/8432 E.  ,  2017/5810 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet, Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    1- Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik incelemede;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
    2- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik incelemede ise;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    1- 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde değişiklik yapılarak madde içeriğinden “etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile” ibaresinin çıkarılması nedeniyle özel bir etkin pişmanlık hükmü olan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/7 maddesinin aynı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A maddesinde düzenlenen satışa arz etme veya satma suçu yönünden de uzlaşma kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmemesi, uzlaşmanın soruşturma ve kovuşturmalarda mutlaka öncelikle uygulanması zorunlu bir maddi ceza hukuku ve ceza muhakemesi hukuku kurumu olması karşısında, sanık hakkında 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik CMK’nın 253 ve 254. maddelerinin uygulanması zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    2- 5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun"un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
    Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilebilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olayda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı gibi, suç tarihi itibariyle adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında, zararın ödenmemiş olması gerekçesi ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Kanuna aykırı ve katılan vekilinin, temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, tebliğnameye aykırı 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.