19. Ceza Dairesi Esas No: 2016/10765 Karar No: 2017/5794
5846 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2016/10765 Esas 2017/5794 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 5846 sayılı Kanun'a aykırılık suçu nedeniyle mahkumiyet kararı verilmiştir. Temyiz isteği reddedildiği için kararın dosya incelenerek esasa geçilmiştir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarına göre, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçu mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğundan, tüzel kişiler suçtan zarar görseler de suçun mağduru sayılmayacakları belirtilmiştir. Bu nedenle, meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de durumun değişmeyeceği vurgulanmıştır. Dosya incelendiğinde, sanık hakkında benzer eylem nedeniyle başka bir dava dosyasının da mevcut olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınarak, sanığın aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediği tartışılması gerektiği belirtilmiştir. Müşteki vekilinin dosya arasında vekaletnamesinin bulunmaması nedeniyle vekaletnamesini sunması için ihtara rağmen ibraz etmediği ve duruşmalara katılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, sanık hakkında 5846 sayılı Kanun'un 81/4. maddesi yerine aynı Kanun'un 71/1, 81/13. maddeleri gereğince uygulama yapılması ve müşteki lehine vekalet ücretine hükmedilmesi
19. Ceza Dairesi 2016/10765 E. , 2017/5794 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi SUÇ : 5846 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizin de benimsediği 08/04/2014 tarih 2013/7-591 Esas 2014/171 karar sayılı kararında açıklandığı üzere, bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçlarında suçun mağdurunun doğrudan eser sahipleri olmayıp toplum olduğu, 5237 sayılı TCK’nın hazırlanmasında esas alınan suç teorisine göre tüzel kişiler suçtan zarar gören olmalarına rağmen suçun mağduru sayılmayacağından meslek birliklerinin şikayetçi olması halinde de bu durumun değişmeyeceği cihetle; UYAP ortamında yapılan araştırmada benzer eylem nedeniyle sanık hakkında; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesinin 15.05.2013 tarih ve 2013/277 Esas, 2013/239 sayılı kararı ile verilip aynı gün incelemesi yapılan ve bozulmasına karar verilen Dairemizin 2015/13592 Esasında kayıtlı olan dava dosyasının da mevcut bulunduğunun anlaşılması karşısında; Anılan dosyanın incelenerek mümkün olması halinde birleştirilerek, suç ve iddianame tarihleri dikkate alınıp hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek suretiyle, sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediğinin ve hakkında TCK"nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin tartışılması zorunluluğu, 2- Şikayetçi MSG vekili Av. Sıla Başaran’ın dosya arasında vekaletnamesinin bulunmaması nedeniyle vekaletnamesini sunması için dosyanın iadesi üzerine mahkemece yapılan ihtara rağmen vekaletname ibraz edilmediği gibi müşteki vekiline duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin usulüne uygun tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı ve katılma talebinin de bulunmadığı anlaşılmasına karşın, sanık hakkında 5846 sayılı Kanun’un 81/4. maddesi yerine aynı Kanun’un 71/1, 81/13. maddeleri gereğince uygulama yapılması ve katılan sıfatını almayan müşteki lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.