Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6670
Karar No: 2010/7542
Karar Tarihi: 01.07.2010

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/6670 Esas 2010/7542 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2010/6670 E.  ,  2010/7542 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydı düzeltilerek haciz şerhi sırasının değiştirilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü ve .... vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, davalılardan ... aleyhine başlattıkları icra takibi sırasında adına kayıtlı taşınmazların belirlenerek kayıtlarına haciz şerhi konulması için tapu sicil müdürlüğüne 24.09.2007 tarihinde icra müdürlüğü aracılığıyla haciz yazısı yazıldığını, tapu sicil müdürlüğü tarafından 26.11.2007 tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle taleplerinin reddedildiğini, yaptıkları araştırmalar ve yazışmalar sonucu dava konusu 3952 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 15 ve 18 no"lu bağımsız bölümlerin borçlu adına kayıtlı olduğunun tespiti üzerine 16.12.2008 tarihinde haciz işlemlerinin gerçekleştiğini, ancak bu arada taşınmaz kaydına davalılardan ...."nin 07.02.2008,....nin de 11.11.2008 tarihinde haciz şerhi işlettiğini ileri sürerek, kendi hacizlerinin ilk sırada olması gerektiğini, tapu sicil müdürlüğünün hatasından kaynaklanan bu mağduriyetin giderilmesi için ilk haciz talep tarihi olan 24.09.2007 tarihi itibariyle haciz şerhinin kayda işlenerek haciz tarihinin düzeltilmesini talep etmiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece 15 no"lu bağımsız bölüm yönünden davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, 18 no"lu bağımsız bölüm üzerindeki davacı haczinin 24.09.2007 tarihi itibariyle düzeltilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar Tapu Sicil Müdürlüğü ve .... temyiz etmiştir.
    Dava, tapu kaydındaki haciz şerhi tarihinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
    Haciz, kesinleşmiş icra takibinin konusu olan bir alacağın ödenmesini teminen borçluya ait ve haczi kabil bulunan mallara bir bakıma takibi yapan icra müdürlüğünün el koyması işlemidir. İ....m.91 hükmünce gayrimenkulün haczi ile takip konusu borç ve eşya arasında ilişki kurulur ve tasarruf yetkisi Türk Medeni Kanunu m.1010 anlamında kısıtlanmış olur. Bu tür kişisel haklar tapu kütüğüne şerh verilmekle hak sahibine eşya üzerinde dolaylı da olsa hakimiyet hakkı kurmasını sağlamaz ise de, tasarruf yetkisinin dar manada kısıtlanması sonucunu doğurduğundan taşınmaz üzerinde sonradan bu hakla bağdaşmayan hak kazanan kişilere karşı da ileri sürülebilir hale gelir.
    Borçlu adına kayıtlı taşınmazların haczi takip dosyasından istendiğinde icra müdürlüğü tarafından tapu sicil müdürlüğüne haciz müzekkeresi yazılarak haczin kayda işlenmesi istenir. Bu husus Tapu Sicil Tüzüğünün 56 ve 59. maddelerinde düzenlenmiştir. Haciz şerhinin ilgilisine sağladığı hak nazara alındığında ve kayıt malikinin haklarının da Türk Medeni Kanununun 1010. maddesi uyarınca kısıtlandığı gözetildiğinde haciz talep edenin de haciz şerhi için müzekkere yazan makamında yanlışlığa sebebiyet vermemek için gerekli özeni göstermesi gerekmektedir. Bu nedenle de ...Müdürlüğü çeşitli genelgelerinde hacze ilişkin istemlerin ne şekilde yapılacağı ve uygulanması yöntemlerini gösteren düzenlemeler yapmıştır. Alacaklı tarafından borçlunun haczi kabil mallarının bilinmesi her zaman mümkün olmayabilir. Haczedilebilecek haklar, menkul ve gayrimenkuller borçlunun mal bildirimi ile öğrenilebileceği gibi tapu sicil müdürlüğüne borçlunun kimlik bilgileri tam olarak bildirilerek tapu sicil müdürlüğünün kayıtlarından tespit ve hacizde istenebilir.
    Somut olayda; davacı taraf, davalılardan ... aleyhine yaptığı icra takip dosyasında borçlunun taşınmazlarına haciz konulmasını istemiş, taşınmazın tapu kayıtları bilinmediği için de borçlunun baba adı, doğum tarihi ve ismi yazılarak adına kayıtlı taşınmazların tespiti ve haczi talep edilmiştir. Tapu sicil müdürlüğü borçlunun adına kayıtlı taşınmazlardaki ismi ile davacının bildirdiği isim arasındaki harf farklılığı nedeniyle istemi reddetmiştir. Davacı taraf, bölge müdürlüğü ile de yaptığı yazışmalar sonucu borçlu adına kayıtlı taşınmazları tespit ederek yeniden haciz şerhi işlenmesini talep etmiş ve bu kez talepleri karşılanmıştır. Ancak, davacının ilk haciz isteminin reddinden sonra davalı bankaların hacizlerinin kayda işlenmesi
    nedeniyle davacı şimdi ilk talep tarihi itibariyle kendi haciz tarihlerinin düzeltilmesini istemektedir.
    Yukarıda da açıklandığı gibi haciz, alacaklının hacizli malın satışını sağlayarak alacağına kavuşmasını sağlayan bir yöntemdir. Diğer yandan, borçlunun bu haciz nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmaktadır. Bu nedenle haczi talep eden makam ve uygulayan makamın yanlışlığa sebebiyet vermemek ve tarafların haklarını tehlikeye düşürmemek için gerekli özeni göstermesi zorunludur. Davacı, borçlunun haczi kabil taşınmazlarını bilmediği için kimlik bilgileri ile tespit ve haciz istemiştir. Ancak, haciz müzekkeresinde yazılan kimlik bilgileri isim benzerliği halinde yanlışlığa yol açacak niteliktedir. Bu nitelikteki bir talepte tapu sicil müdürlüğünün yaptığı işlemlerden sorumlu olmaması için Türk Medeni Kanununun 1016, Tapu Sicil Tüzüğünün 23. maddeleri gereğince istemi reddetmesi gerekir. Tapu sicil müdürlüğü de bu nedenlerle davacının istemini reddetmiştir. Diğer banka hacizlerine ilişkin icra müdürlüğü yazılarında taşınmaz bilgilerinin ve borçlunun vatandaşlık numarasının bulunması nedeniyle haciz işlemleri gerçekleşmiştir.
    Açıklanan tüm bu olgular karşısında, gerek haciz tarihleri davacı haczinden önce olan davalıların resmi kayda güvenerek işlemleri gerçekleştirmeleri, diğer bir anlatımla iyiniyetli olmaları, gerekse tapu sicilini tutmakla görevli tapu sicil müdürlüğünün kayıtların güvenliği açısından mevzuatın öngördüğü kurallar çerçevesinde hareket etmeleri karşısında mahkemece davanın reddi gerekirken aksine düşüncelerle kabul kararı verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 01.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi