14. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/6483 Karar No: 2010/7540 Karar Tarihi: 01.07.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/6483 Esas 2010/7540 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2010/6483 E. , 2010/7540 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2007 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, bu istem kabul edilmezse tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre yönünden reddine dair verilen 16.09.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar, 14 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davacı ... tarafından iyiniyetle yapıldığını ileri sürerek temliken tescil, bu istem kabul edilmezse binanın ..."a ait olduğunun tespiti ile beyanlar sütununda gösterilmesine, bu istem de kabul edilmezse bedelinin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davacıların kadastro öncesi nedenlere dayandıkları, kadastro tespitinin 09.03.1988"de kesinleştiği, davanın 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde gösterilen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı ... temyiz etmiştir. Bilindiği gibi, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi gereğince tutanakta belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki nedenlere dayanarak itiraz olunamaz. Somut olayda; dava konusu taşınmazın kadastro tespiti 04.11.1986 tarihinde yapılmıştır. Tutanaklar askıya çıkarılmış ve 09.03.1988 tarihinde kadastro tespiti kesinleşmiştir. Davacının dosyaya sunduğu kanıtlardan binanın yapımı için inşaat anlaşma senedinin 04.08.1987 tarihinde düzenlendiği, 09.09.1988 tarihli taahhütnamede taşınmaz üzerindeki eski binanın yıkımına dair anlaşma yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer bir anlatımla, taşınmazın kadastro tespit tutanağı düzenlendikten sonra iyiniyetle yapıldığı iddia edilen binanın inşaat çalışmalarına başlanması nedeniyle davacının kadastro öncesi nedenlere dayandığını söylemek mümkün değildir. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 01.07.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.