Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu . ada . parsel sayılı taşınmaza davalının çeltik ekmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, 10224 m2 lik kısma ve payına vaki elatmanın önlenmesi ile ecrimisil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, çekişmeli taşınmazın 26224 m2 sini davacının bayii ve babası olan Necdet ile dava dışı paydaş Şezai"den kiraladığını ve bu kısmı bir bütün olarak kullandığını, davacının bayii ile düzenledikleri kira akdinin, davacının Borçlar Kanununun 276 ve 285 maddeleri gereğince feshi itibarda bulunmaması nedeniyle davacıyı bağlayacağını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının kira akdine istinaden çekişmeli taşınmazı kullandığından müdahalesinin haksız olmadığı gibi, davacının kayden malik gözükse de çekişmeli payı muvazaalı devraldığından anılan payı iktisap etmediği ve elatmanın önlenmesi ile ecrimisil davası açamayacağı gerekçeleriyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ....raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişmeli .. ada .. parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu, dava dışı kişilerle birlikte davacının taşınmazda paydaş bulundukları, davalının taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak taşınmazı tasarruf ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı, iddiaya karşı kiracılık savunmasında bulunmuştur.
Gerçekten de, davalı ile davacının bayii olan babası Necdet arasında 2.12.2002 ve 10.2.2005 tarihli icar sözleşmelerinin düzenlendiği sabittir. Bilindiği üzere, paylı mülkiyet üzere olan taşınmazlarla ilgili olarak geçerli bir kira akdinden bahsedebilmesi için, Türk Medeni Kanununun 691.maddesi hükmü uyarınca pay ve paydaş çoğunluğunun bulunması zorunludur. Öte yandan davalı savunmasında dava dışı paydaş Şezai"den de taşınmazı kiraladığını belirtmişse de, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmış değildir. Başka bir deyişle, davalının taşınmazı kullanmasının haklı ve geçerli nedeninin bulunup bulunmadığı duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açığa kavuşturulmamıştır. Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması, Borçlar Kanununun 285 ve 292.maddeleri gözetilmek suretiyle davacıyı bağlayacak nitelikte bir kira bağıtının bulunup bulunmadığının saptanması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve soruşturmayla yetinelerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK"nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.