17. Hukuk Dairesi 2015/17167 E. , 2016/3532 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama, kararda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının aracını 24.10.2012-2013 vadeli zorunlu trafik sigortası ile sigortaladıklarını, aracın ehliyetsiz sürücü ... idaresindeyken park halindeki araca çarpıp hasara yol açtığını, poliçe gereği karşı araç malikine 07.10.2013 tarihinde 6.000,00 TL. hasar bedeli ödediklerini, davalının aracını 04.07.2013 tarihinde ..."ne sattığını, bu şirketin de aracı 10.07.2013 tarihinde ..."ye sattığını, davalı sigortalının KTK"nun 94. maddesi gereği satış yaptığını 15 gün içinde şirketlerine bildirmediğini, bu nedenle davalının poliçe süresi içindeki zarardan sorumlu olduğunu belirterek 6.000,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, aracıyla kaza yaptıktan sonra pert olan aracını ..."ne sattığını, aracı bu şirketin de başka bir kişiye sattığını, kazanın bu aşamadan sonra olduğunu, aracı sattığı için davacının talep ettiği zarardan sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; kazanın KTK"nun 94. maddesinde işleten değişikliğinin sigortacıya bildirimi için öngörülen 15 günlük süre içinde gerçekleştiği, işletenin değiştiği tarihten sonraki 10. günün sonunda poliçenin münfesih olduğu, akit sona ermiş olduğundan bu tarihten sonra doğan zarardan sorumsuz olan davacının yaptığı ödeme için davalıya rücu hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, ZMSS poliçesi gereği, zarar gören 3. kişiye ödeme yapan davacı sigortacının, kendi sigortalısı olan davalıdan ödediği bedelin poliçe gereği rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dava tarihinden önce, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasanın 73/1. maddesinde "Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir" düzenlemesine yer verilmiştir.Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) nolu bendinde, "Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olak üzere her türlü sözlşme ve hukuki işlemi ifade eder" şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi gereği, davalı aracının 3. kişilere verdiği ve kendisinin ödemek durumunda kaldığı hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ZMSS poliçesi ve ZMSS genel şartları oluşturmaktadır.Yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı, sigortacı tüzel kişi; davalı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, Tüketici Mahkemesi"nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 21.3.2016 gününde oybirliğiyle verildi.