4. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/5224 Karar No: 2011/4687 Karar Tarihi: 26.04.2011
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2010/5224 Esas 2011/4687 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2010/5224 E. , 2011/4687 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı Kazım Yanık ve diğeri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 27/03/2009 gününde verilen dilekçe ile tasarrufun iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 17/11/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, danışıklı (muvazaalı) olduğu iddia edilen tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacılar tarafından temyiz olunmuştur. Davacılar; davalılardan ... "in sürücüsü olduğu, eşi olan diğer davalı ..."e ait aracın çarpması nedeniyle desteğin yaşamını yitirdiğini, sürücü hakkındaki ceza davasının devam ettiğini, doğan zarardan araç sahibi olarak sorumlu olacağını bilen davalılardan ..."in, tazminat ödememek amacı ile üzerine kayıtlı taşınmazını diğer davalı kardeşi ..."a danışıklı olarak satıp devrettiğini belirterek, tapunun iptali ile davalılardan ... adına tescilini istemişlerdir. Davalılar ise; satış işleminin gerçek olduğunu ileri sürerek, istemin reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, yasal koşulları bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Davacıların istemi danışık iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kural olarak üçüncü kişiler, danışıklı işlem (muvazaalı muamele) nedeniyle hakları zarara uğratıldığı takdirde, tek taraflı veya çok taraflı olan bu hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü danışıklı işlem olan bir hukuki işlem ile üçüncü kişilere zarar verilmesi, onlara karşı işlenmiş bir haksız eylem niteliğindedir. Ancak, danışıklı işlem ile üçüncü kişilerin haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onların, danışıklı işlemde bulunandan alacaklarının var olması ve o alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlem yapılmış olması gerekir. Dava konusu olayda davacılar, desteğin ölümü nedeniyle doğan tazminat haklarının sonuçsuz bırakılması amacıyla, olaydan hemen sonra taşınmazın danışıklı olarak devredildiğini iddia ederek eldeki davayı açtıklarına göre, dava açmakta hukuki yararları vardır. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek; iddia ve savunma doğrultusunda tarafların gösterdiği tüm kanıtlar toplanmalı, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin resmi belgeler ve satış senetleri ile davacılar tarafından açılan tazminat davasına ilişkin dosya getirtilmeli, taşınmazın satış günündeki gerçek değeri ile resmi satış senedinde gösterilen satış bedeli arasında fark olup olmadığı saptanmalı, davalılardan ..."in davacıların alacağını karşılamaya yetecek değerde başka taşınmazı bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve tüm kanıtlar değerlendirilerek, davalılar arasında yapılan satış işleminin danışıklı olup olmadığı tartışıldıktan sonra varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmelidir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçeyle istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26/04/2011 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.26/04/2011