Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/12794
Karar No: 2007/1484
Karar Tarihi: 15.2.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2006/12794 Esas 2007/1484 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı yaşlı bir kişi olmasına rağmen akıl sağlığının yerinde olduğunu savunarak dava konusu taşınmazların sahte bir satış ile elinden alındığını iddia etmiştir. Ancak mahkeme tarafından alınan raporlar doğrultusunda davacının ehliyetli olduğu ve satışın gerçek olduğu belirlenmiştir. Ancak karar temyiz edilmiş ve temyiz incelemesi sonucunda, davacının ehliyetinin araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği vurgulanmış ve karar bozulmuştur.
Medeni Kanunun 9. ve 10. maddelerinde, fiil ehliyeti ile hak elde edebilme ve borç altına girebilme koşulları belirtilmiştir. Fiil ehliyetinin başlıca koşulu olan ayırtım gücü ise, eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Medeni Kanunun 15. maddesi ise, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağını ve karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağını belirtmektedir.
1. Hukuk Dairesi         2006/12794 E.  ,  2007/1484 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ELMADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 17/10/2006
    NUMARASI : 2005/124-227

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, yaşlı olmasından, yaşlılığı nedeniyle sağlıklı düşünme yeteneğini yitirmesinden faydalanılarak dava konusu . ada .. ve . parsel sayılı taşınmazlarının tapuda satış gibi gösterilerek elinden alındığını, satış iradesinin bulunmadığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davacının aklı başında olduğunu, satışın gerçek satış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, Devlet Hastanesinden alınan rapora göre davacının ehliyetli olduğu, hilenin söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
               -KARAR-
     Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal  ve tescil isteğine ilişkindir. 
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacının maliki bulunduğu dava konusu 193 ada .ve .ada . parsel sayılı taşınmazların 14.4.2005 tarihli akitle davalıya temlik edildiği görülmektedir.Davacı anılan temlikin ehliyetsiz olduğu bir sırada kandırılarak taşınmazlarının elinden alındığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.                                                   
    Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir.  “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmı 
     ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı  bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Ne varki mahkemece değinilen ilkeler çerçevesinde bir araştırma ve inceleme yapıldığı söylenemez.
    Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak tüm delillerin birlikte değerlendirilip, davacının temlik tarihi itibariyle (satış aktinin yapıldığı) ehliyetli olup olmadığının saptanması, ehliyetli olduğunun anlaşılması durumunda davada dayanılan hile olgusunun araştırılarak taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak neticeye göre bir hüküm kurulması gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.,nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi