18. Hukuk Dairesi 2015/6455 E. , 2016/731 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, ... İli ... İlçesi ... Mahallesi 1342 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da alınan rapor emsal incelemesi bakımından hüküm kurmaya elverişli değildir.
Şöyle ki;
Kamulaştırma Yasası"nın 10. maddesi ile bedelin tespiti esaslarını düzenleyen 11. maddenin (g) bendine göre, kamulaştırılacak taşınmazın arsa olarak kabulü halinde, kamulaştırma (değerlendirme) gününden önceki özel amacı olmayan emsallerin satışı esas alınarak bedeli tespit edilmelidir.
Bu esaslara göre gerçekçi ve doğru sonuçlara ulaşılabilmesi için; emsal alınan taşınmazın satış tarihinin değerlendirme tarihinden önce ve değerlendirme tarihine yakın bulunması, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek nitelikte ve dava konusu taşınmaz ile aynı veya yakın semtlerde olması, topografik yapısı, manzarası, konumu, üzerinde yapılabilecek inşaat ve katlar için izin ve ruhsat sınırları, yüzölçümleri, imar uygulamasına konu edilmiş olup olmadıkları, sokak, cadde veya şehir alanlarına cepheleri ve uzaklıkları gibi yönlerden benzer veya yakın özellikler taşımalı ve özel satış olmamalıdır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, somut emsal alınarak incelenen ... Mahallesi 1351 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 29.02.2008 tarihli satışının serbest satış olmadığı, tapu maliki ... ile ... Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi arasında gerçekleşen ihale satışı olması nedeni ile bu satışın tarafları ve taşınmazın niteliği dikkate alındığında taşınmazın gerçek değerini yansıtmadığı izlenimini uyandırmaktadır.
Ayrıca 2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasayla değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi gereğince, emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmaz ile emsalin karşılaştırılmasında gözönünde tutulmalıdır. Dosyadaki somut emsal olarak alınan taşınmazın 2013 yılı vergi değeri ortalaması 810 TL/m², dava konusu taşınmazın 2013 yılı vergi değeri ortalaması ise 401 TL/m² bildirildiğine göre, dava konusu taşınmaz emsal taşınmazdan daha değersiz olduğundan, emsal taşınmaz dava konusu taşınmazla en fazla eşdeğer kabul edilmesi gerekirken bilirkişi raporuna göre ters orantı oluşacak şekilde emsalin dava konusu taşınmazdan daha değerli olduğunun kabulü hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle mahkemece, taraflara yeni emsal bildirmeleri için imkan tanınmalı, gerektiğinde re"sen emsal getirtilmeli, dava konusu taşınmaza örnek teşkil edebilecek uygun emsal satışlar esas alınmak suretiyle dava konusu taşınmazın bedeli tespit edilmelidir.
Emsal kayıtlar tapu müdürlüğünden getirtildikten sonra bunun imar parseli olup olmadığı da sorulup saptanmalı, incelenen emsal imar parseli, dava konusu taşınmazın ise bu nitelikte olmaması halinde, yapılacak karşılaştırmadan sonra dava konusu taşınmazın bulunacak değerinden, İmar Yasasının 18.maddesinin 2. fıkrası gözetilerek, düzenleme ortaklık payına tekabül edecek oranda indirim yapılması gerektiği de dikkate alınmalıdır.
2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 11. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, emlak vergi değerlerinin de dava konusu taşınmazın emsalle karşılaştırılmasında gözönünde tutulmalıdır. Buna göre, dava konusu taşınmaz ve emsallerin emlak vergisine esas tutulan asgari m² değerlerinin ilgili belediye başkanlığından 2012 yılı itibarıyla getirtilerek karşılaştırılmalı ve değerlendirmeye esas alınan oranlar fahiş ölçüde farklı olduğunda bu farklılık ve çelişki giderilmelidir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın yer aldığı ilde emsal olabilecek özel amacı olmayan arsa satışlarının bulunmadığı düşünülemeyeceğinden uygun emsal araştırması yapılarak kayıtları getirtilip yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapan bilirkişiden rapor alınarak karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 20.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.