19. Hukuk Dairesi 2016/19995 E. , 2018/2720 K.
"İçtihat Metni"......
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, davacı ile davalı arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca davacı lehine 12 yıl süre ile 228.213 TL bedel karşılığında intifa hakkı tesis edildiğini fakat Rekabet Kurulu kararı uyarınca sözleşmenin sona erdiğini ileri sürerek, kullanılamayan intifa süresi sonucuna isabet eden 47.308,48 TL bedelin, ayrıca intifa bedeli olarak ödenen 228.213 TL’nin dava tarihine kadar davalının yedinde kaldığı sürede elde ettiği ( ya da elde etmesi beklenilen) tüm semerelerin karşılığı olan 157.943,30 TL’nin ve son olarak taraflar arasındaki dikey anlaşmanın tesis edildiği tarihte öngörülen süreden önce sonlanması nedeniyle istasyon zemin betonu, istasyon bina inşaatı ve bunlarla sınırlı olmak üzere mütemmim cüz niteliğinde yapıların ödeme kalemlerinden geçersiz kalan bakiye süreye isabet eden kısmının dava tarihi itibariyle ..... uyarlanıp amortisman uygulanarak güncellenmiş 9.168,60 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ve faizin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davanın yasal sürede açılmadığını, zamanaşımının dolduğunu, davacının sözleşme ilişkisini tek taraflı olarak çektiği ihtarla sona erdirmesi üzerine davacı tarafça davalıya altyapı ve betonlama bedeli olarak kesilen 2 adet faturayı KDV"leri ile birlikte ödediklerini ve davacı tarafından artık borcun kalmadığına dair cari hesap dökümü ile borcun kalmadığının bildirildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, Rekabet Kurulu"nun 2002/2 sayılı tebliğinin geçici 1.maddesi ve 2003/3 sayılı tebliğ ile akaryakıt sözleşmelerindeki rekabet etmeme yasaklarının sürelerinin mevzuata uygun hale getirilmesi için 18.09.2005 tarihinde dolan 2 yıllık bir geçiş süresi öngörüldüğünü, davalı ile davacı arasında 19.10.2006 tarihli 5 yıl süreli ve 31.12.2008 tarihli 4 yıl süreli iki adet İstasyonlu Bayilik Sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmelerin normal şartlarda 19.10.2011 ve 21.12.2012 tarihlerinde sona ereceğini, ancak davacının 12.02.2010 tarihli ihtar ile bayilik sözleşmelerinden süresinden önce kendi kusuru ve ihmalinden kaynaklanarak döndüğünü, davalıya sözleşmeden dönmesini müteakip benzin istasyonunda sökülemeyen tüm teçhizat ve gider bedeli karşılığı düzenlediği 2 faturaya istinaden 43.108,13 TL ödendiğini, yine intifa terkin harcı için de ayrıca davacının 36.163,00 TL ödediğini, bu iki bedelin de hataen ödenmesi gerektiği yanılgısıyla davacı tarafça ödendiğini, son olarak davalının nakit alım indirimi karşılığı alınan primlerin oranlarını hiçbir açıklama yapmadan düşürdüğünü ve eksik olarak ödediğini, bu uygulama neticesinde 2010 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilişkin en az 15.200 TL noksan ödeme yapıldığını, davalının müvekkili şirkete 15.200 TL eksik prim ödemesi ve yukarıda açıklandığı üzere yanılgı ile ödenen 79.271 TL ile birlikte toplam 94.471,00 TL bedelin KDV"si ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacının davaya konu ettiği fatura içeriklerine 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz etmediğini, davacı ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin 24. maddesi uyarınca müvekkili şirket defterlerinin kesin delil hükmünde olduğunu, taraflar arasındaki dikey sözleşme ilişkisinin davalının kusuru ile değil, Rekabet Hukuku Mevzuatı gereği hükümsüz hale gelmek suretiyle sona erdiğini, davacı tarafça haksız olarak talep edilen 41.300,00 TL ve 1.808,13 TL tutarlı faturalara dayanak alacak kalemlerini davacının ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, davacının ödediği terkin harç ve giderlerinin iadesini talep edemeyeceğini ve davacının 2010 yılı Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ilişkin nakit alım indirimi alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, intifa bedelinin kullanılamayan süreye isabet eden anapara tutarının 58.564,36 TL olduğu, dava tarihinden önceki dönemler için faiz ya da uyarlama talebinin yasal olarak mümkün olmadığı, sabit yatırım talebi yönünden ise asıl dava davacısının 08.07.2013 tarihli dilekçe ile bu talebinden vazgeçtiği, birleşen dava davacısının da iadesini istediği ödemeleri ihtirazi kayıtla yapmadığı, intifa hakkı mükellefiyetinden kurtulunması için yatırılan tapu terkin harcından ise işlemin lehine olduğu tarafın yani birleşen dava davacısının sorumlu olduğu ve talep edilen prim indirimine yönelik olarak da taraflar arasındaki sözleşmede hüküm bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1- Asıl dava davacısı 24.09.2010 tarihli tescil istem belgesinde ( ipotek terkin tablosu ) "yukarıdaki taşınmazda 17.10.2001 tarih 2519 yevmiye numaralı intifa hakkı........ lehine kayıtlı iken, bu kez intifa hakkını kuru mülkiyet hakkı sahibi lehine bedelsiz feragat ettiğimizden tapu sicilinden terkinden talep ederim" demiştir. Asıl dava davacısı bu beyanı ile intifaya yönelik haklarını saklı tutmamış olup artık intifa terkininden sonra kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamaz. Diğer yandan asıl davada davalı yararına nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesi kabul şekli ile isabetsizdir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Asıl dava davacısının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazları yerinde değilse de birleşen davanın vekalet ücretine yönelik temyizi yerinde olup birleşen davada nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan sebeplerle asıl davanın asıl dava davalısı yararına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle birleşen davanın birleşen dava davalısı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının reddine,peşin harçların istek halinde temyiz eden taraflara iadesine, 15/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.