Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/12709
Karar No: 2007/1386

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2006/12709 Esas 2007/1386 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2006/12709 E.  ,  2007/1386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/06/2006
    NUMARASI : 2004/409-182

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,vekil tayin ettiği kardeşi M.. G.. vekaletten azlettiği halde, ..sayılı parseldeki 13 nolu  bağımsız bölüm payının davalı kardeşi tarafından azilden sonra kayınbiraderi A... A... satıldığını ileri sürerek tapu iptali-tescil,olmadığı takdirde tenkis istemiştir.
    Davalı Tapu Sicil Müdürlüğü,husumet itirazında  bulunarak davanın reddini savunmuş,diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece,ehliyetsiz vekilin  ehliyetinin sona erdiğini bilen Tapu Sicil Müdürlüğünün yaptığı aktin hukuken  korunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, 13 numaralı bağımsız bölümün 1/6 payının iptaline ve davacı adına tesciline karar verilmiştir.
    Karar, davalılar  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
               -KARAR-
    Dava, azledilen vekilin yaptığı işlemin geçersiz bulunduğu ididasına dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu  .. parsel sayılı taşınmazdaki   numaralı bağımsız bölümün 1/6  payının davacı adına kayıtlı iken, 20.5 1997  tarihli vekaletnameyle vekil kılınan davalı kardeşi M.tarafından  9.1.2004  tarihinde davalı kayınbiraderi A...A...a satış yoluyla devredildiği ; davacının satıştan önce noterde düzenlettiği azilname ile kardeşini vekillikten azlettiği, noter cevabi yazısında azilnamenin, adreste bulunamadığından bahisle vekil M..e ve kaçıncı tapu sicil müdürlüğü olduğu belirtilmediğinden bahisle de tapu sicil müdürlüğüne tebliğ edilemediğinin bildirildiği görülmektedir.
    Davacı, gerek vekilin gerekse satın alanın azilden haberdar bulunduklarını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Ne var ki mahkemece hükme yeterli bir soruşturma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanunu’nun 386.maddesi ile tanımı yapılan vekalet ilişkisi aynı yasanın  387. maddesinde belirtildiği şekilde kurulur. Bu suretle kurulan ilişkinin hüküm ve kapsamı Yasanın 388 ila 395. maddeleriyle düzenlenmiş, eldeki dava bakımından önem taşıyan “ azil “ keyfiyeti ise vekaletin sona erme nedeni olarak Yasanın 396. maddesinde dile getirilmiştir.
    Bu düzenlemeler incelendiğinde görüleceği gibi, anılan hükümler tamamen vekil eden ile vekil arasındaki vekalet bağıtının kuruluşu, kapsamı ve neticeleri ile ilgilidir. Diğer bir anlatımla öğreti ve uygulamada iç temsil olarak da nitelendirilen vekil-vekil eden arasındaki ilişkiler belirtilen yasal düzenlemelerin konusunu oluşturmaktadır.
    Gerçekten vekillik, vekil ile vekil eden arasında bir iç ilişkiden ibarettir. Aralarında bir borç ilişkisi meydana gelir. Hak ve borçlar vekil ile vekil edeni ilgilendirir. Vekillik sözleşmesine dayanan temsil ise etkisini dış ilişkide gösterir.
    Vekil, vekil edenle yaptığı sözleşme uyarınca üçüncü bir kişi ile hukuki bağıt kurduğu takdirde, bu kez dış temsil ilişkisinin söz konusu olacağı ve ortaya çıkan çekişmeler bakımından Borçlar Kanunu’nun temsile dair 32 ve takip eden maddeleri dikkate alınmak suretiyle çözüm yollarının aranacağı kuşkusuzdur.
    Vekalet, temsil edilenle üçüncü kişi arasında bir hukuksal ilişki kurulmasını sağlar. Vekil eden, noterde düzenlenen satış yetkisi içerir vekaletname vermek suretiyle vekilin bu konudaki temsil yetkisini üçüncü kişilere ( satış akdine taraf olan ) bildirmiş olmaktadır. Bu aşamada Borçlar Kanunu’nun  34/III. maddesinin uygulama alanının ortaya çıkacağı tartışmasızdır.
    Temsil edilen, üçüncü kişilere temsil yetkisinin verildiğini bildirmesine rağmen, bu yetkinin daraltıldığını ya da kaldırıldığını bildirmemişse, temsilci, yetkisinin sona erdiğini bilerek hareket etmiş olsa bile, o şahısla yapacağı sözleşmeden doğan hak ve borçlar temsil olunanın hukuk alanında doğar ve onu bağlar (BK. 34/III). Böyle bir düzenleme ile yasa koyucunun amacının üçüncü şahısların hukukunu korumak olduğu tartışmadan uzaktır.
    Öte yandan ; temsil edilen kimse, temsil yetkisinin kaldırıldığını üçüncü kişiye bildirmiş ise, bunu ona karşı ileri sürebilme hakkına sahip olacaktır. Ancak üçüncü kişi, temsil edilenden bir bildirim almamakla birlikte yetkinin son bulduğunu başka bir suretle öğrendiği takdirde de Borçlar Kanunu’nun  34/III. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.   Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde araştırma yapılarak  tarafların tüm delillerinin toplanması, azilin hukuki sonuç doğurup doğurmadığı, taşınmazı vekil eliyle edinen davalının azili bilip bilmediği ya da bilebilecek konumda bulunup bulunmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalıların temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun  428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,14.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi