Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği çekişme konusu taşınmazın mirasçılar arasında yapılan taksim sonucunda kendisine isabet ettiğini, batı kısmına mutfak,banyo ve ihata duvarı yapmak suretiyle davalıca müdahale edildiğini ileri sürüp,el atmanın önlenmesini ve yıkım istemiştir.
Davalı, çekişmeli taşınmazı haricen aldığını, belediyeden ruhsat alıp inşaata başladıklarını,iyi niyetli olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, taraflara ait çekişmeli taşınmazların kadastro sonucu . ve . parsel no’larını aldığı, meni müdahale davasına kadastro mahkemesinde bakılacağı,yıkım isteğinin ayrılacağını bildirip görevsizlik ve devir kararı verilmesi üzerine,oluşan çapa göre davacı adına tescil edilen .. parsel nolu taşınmaza taşkın yapılan davalıya ait . parsel sayılı taşınmazdaki inşaatın taşkın kısmının davalının iyi niyetli olması nedeniyle tapusunun iptali ile davalı adına temliken tesciline,davacı taşınmazına tecavüzlü duvar,taş ve eklentilerin kal’ine,davalıya ai.. parsel sayılı taşınmazda yer alan çatı saçaklarına oluk taktırılması suretiyle davalı tecavüzünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, temliken tescile, elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının ırsen maliki olduğu taşınmaza, davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın yapılanmak suretiyle elattığı iddiası ile elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğiyle açılan davadan sonra yapılan genel kadastro sırasında çekişmeli taşınmazlarla ilgili olarak kadastro tutanaklarının düzenlendiğinden bahisle mahkemece 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 25.maddesi hükmü gereğince elatmanın önlenmesi isteği yönünden görevsizlik kararı verilerek bu yöndeki çekişmenin kadastro mahkemesine aktarıldığı ve yıkım isteği bakımından ön mesele olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, çekişme konusu yerin kadastro ile . nolu parsel olarak davacının miras bırakanı adına yazıldığı, ölümü ile davacının irsen malik duruma geldiği ve kadastro mahkemesince taşınmazın mülkiyetinin davacının miras bırakanına ait olduğu ve onun adına tesciline karar verildiği ve aktarılan davanında kabul edilmek suretiyle karara bağlandığı derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği sabittir.
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu elde edilen ve kadastro dosyasından alınan bilirkişi raporlarında davalının çekişme konusu taşınmaza çatı saçağı, merdiven ve balkon yapmak suretiyle taşkın inşaat yaptığı ve ayrıca duvar yapmış olduğu, duvarın yıkıldığı, ancak kalıntılarının zeminde mevcut olduğu görülmektedir.
Davalı savunmasında, kayıt maliki olan davacının miras bırakanı A..nin haricen M.. sattığını, ondan da kendisinin aldığı ve muhdesatları yapmasında iyiniyetli olduğunu bildirmiş ve temliken tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı tarafından çekişmeli taşınmazda yapılan muhdesatların vasıf ve nitelikleri gözetildiğinde davalı yararına temliken tescil koşullarının gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı yoktur. O halde, savunma yoluyla getirilen bu isteğin reddinin gerekeceği kuşkusuzdur. Ayrıca kadastro mahkemesince çekişmeli kısımlarla ilgili elatmanın önlenmesine karar verildiği halde, eldeki davada aynı şekilde elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması da doğru değildir.
Hal böyle olunca, yıkım isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.2.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.