19. Ceza Dairesi 2015/14507 E. , 2018/4833 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi
SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Beraat
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre,
1-)Sanık ... hakkında verilen hükme yönelik yapılan incelemede;
Eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA,
2-)Sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümlere yönelik yapılan incelemede ise,
Kabule göre de;
Zincirleme suçta suçların çokluğu söz konusu olduğundan TCK"nın 43/2 maddesinde düzenlenen aynı nev"iden fikri içtimadan söz edebilmek için öncelikle birden fazla bağımsız suçun, Kanun"da belirtilen istisnai durumlarda bir araya gelmesi zorunludur.
Ticareti terk suçu aynı ticari işletme için bir kez işlenebilen bir suçtur. Zira aynı ticari işletmeyi Kanun"da belirtilen yükümlülüklere riayet etmeksizin birden fazla terketmek mümkün değildir. Burada mağdur sayısının fazlalığı temel cezanın tayini sırasında dikkate alınsa dahi, aynı nev"iden fikri içtima hükümlerinin uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Temyiz davasına konu eylem nedeniyle, Ankara 15. İcra Ceza Mahkemesinin 10/06/2014 tarih ve 2013/472 E. 2014/201 K. sayılı kararıyla aynı sanıklar hakkında verilen beraat hükmünün, Dairemizce 2015/14508 E. sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu 19.04.2018 tarihinde ve Ankara 15. İcra Ceza Mahkemesinin 10/06/2014 tarih ve 2013/473 E. 2014/202 K. sayılı kararıyla aynı sanıklar hakkında verilen beraat hükmünün, Dairemizce 2015/14509 E. sayılı dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu 19.04.2018 tarihinde bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla, anılan dosyalar birleştirilerek, her iki dava dosyasının aynı ticari işletmelerle ilgili olup olmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra aynı ticari işletmeyle ilgili eylemlerin tek suç oluşturacağı da gözetilerek sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun belirlenmesi zorunluluğu,
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih, 2011/505, 509, 513 E, 21/02/2012 tarih, 2011/506, 510, 511, 621 E. sayılı kararlarında açıklandığı üzere “tacir sayılan limited şirketlerin, temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, sorumlu oldukları şirketlerin ticareti terk etmeleri halinde: İcra İflas Kanunu"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisnaya yer verilmediğine göre, tıpkı geçek kişi tacirler gibi aynı Kanun"un 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına bir engel bulunmadığı” yönündeki ulaşılan sonucun zaman içerisinde yerleşik uygulamaya dönüş olması, ticareti terk eden tacir açısından; muhatapların haklarını korumaya yönelik olarak İİK’nın 44. maddesi ile, ticareti terk eden bir tacire; 15 gün içerisinde keyfiyeti kayıtlı bulunduğu ticaret siciline bildirme ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklarının isim ve adreslerini gösteren bir mal beyanında bulunma, keyfiyet Ticaret Sicili Memurluğunca ticaret sicili ilanlarının yayınlandığı gazete de ve alacaklarının bulunduğu yerlerde de mutat ve münasip vasıtalarla ilan etme ve ilam masraflarını da ödeme yükümlülükleri yüklenmiş, bu yükümlülüklere aykırı davranmanın yaptırımı olarak İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenen takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun;
1-) İİK’nın 44. maddesine göre mal beyanında bulunulmaması,
2-) Mal beyanında mevcudun eksik gösterilmiş olması
3-) Aktifte yer alan malın veya yerine kaim olan değerin haciz veya iflas sırasında gösterilmemesi,
4-) Mal beyanından sonra, beyan edilen bu mallar üzerinde tasarruf edilmesi, şeklinde sıralanan seçimlik hareketlerden her hangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşullarında (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut olayımızda bu eylemden dolayı şikayetçinin zarar gördüğünün dosya içeriğinden anlaşılması karşısında;
Sanıklar müdafiinin savunma dilekçesinde vermiş olduğu ve Ticaret Sicilinde kayıtlı olan borçlu şirketlerin en son merkez adresi olarak görünen Yıldızevler Mah. No:11/1 Çankaya/Ankara adresine ilişkin herhangi bir tebligat, haciz veya zabıta araştırması işlemi yapılmamış olduğu anlaşılmakla, adı geçen adreste zabıta araştırması yaptırılıp, her iki şirket yönünden de sanıkların yetkili temsilcilik durumları ve sorumluluklarının ayrı ayrı incelenmesi suretiyle delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesi ve hukuki durumlarının ayrı ayrı tayin ve takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yetinilerek yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmet uygun HÜKÜMLERİN, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca, BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine,19/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.