Esas No: 2021/1301
Karar No: 2022/3149
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/1301 Esas 2022/3149 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/1301 E. , 2022/3149 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.10.2020 tarih ve 2020/248 E. - 2020/542 K. sayılı kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiş, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen temyiz isteminin reddine dair 22.01.2021 tarihli ek kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların, davalı şirketin 31.10.2013 tarihli genel kurulunda bilgi alma ve inceleme hakkı kapsamında sormuş olduğu soruların bir kısmına yanıt alamadıklarından bilgi alma ve inceleme talepli dava ikame ettiklerini, mahkemece davanın kabulüne karar verilerek taraflarına bilgi alma ve inceleme yetkisi verildiğini ve bu yetkinin icra müdürlüğü vasıtasıyla kullanılmasına hükmedildiğini, kararın İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4918 Esas sayılı dosyasından icraya konulduğunu, mahkemenin 21.01.2016 tarihli ilamında "söz konusu yetkinin bir defaya mahsus olmak üzere kullanılmasına" hükmedilmiş olmasının muğlak bir ifade olduğunu, davalının kötü niyetli girişimleri ile davacıların hak kaybına uğramasını önlemek için bir defadan anlaşılması gereken sürenin kaç günü kapsadığı hususunda tavzih talebinde bulunduklarını, gerekçeli kararın hüküm kısmına "inceleme işlemlerinin başlama tarihinden toplam 15 iş günü içerisinde ve mesai saatleri dahilinde icrasına" ibaresinin eklenmesini talep ettiklerini ancak bu tavzih taleplerinin mahkemenin 26.02.2016 tarihli ek kararı ile reddedildiğini, mahkemece tavzih kararında, asıl karar yokmuş gibi davası kabul edilen davacılar aleyhine hangi sorular
üzerinde inceleme yapılacağının hükme bağlandığını, mahkemece asıl ilamda tanınan hakların tavzih yolu ile sınırlandırıldığını, davacılar vekilinin 11.03.2016 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne başvurarak, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/01/2016 tarih ve 2014/1103 Esas 2016/27 karar sayılı ilamının infazı için davalı şirket merkezine gidilerek davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme başlatılmasını talep ettiklerini, taleplerinin kabul edildiğini, icra memuru ile 14.03.2016 tarihinde borçlu şirket merkezine gidildiğini, davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmaya başlandığını, davalının da söz konusu tavzih kararını fırsat bilerek, kesinleşmiş takibe konu asıl ilamın infazını önlemek adına, tavzih kararını dosyaya sunarak incelemenin bu kapsamda yapılacağını beyan ederek, mahkemece taraflarına verilen bilgi alma ve inceleme yetkisini kısıtladığını ve bir kısım soruların ve belge taleplerinin kabul edilmeyerek, incelemelerine sunulmadığını, icranın konusunun mahkemenin kabul kararı olduğunu, tavzih kararının icraya konu edilmediğini, icra memurunun tavzih hükmünü nazara almış olmasının mahkeme kararının tam olarak yerine getirilmesine engel teşkil ettiğini, ilamın yerine getirilmesi için gerekli olan bu belgelerin borçlu şirket tarafından incelemeye sunulmamış olması nedeniyle incelemenin tamamlanamadığını, icra müdür yardımcısı tarafından hem davacılar vekili hem de davacılar tarafından görevlendirilen uzman ...’un incelemenin tamamlanamadığına dair beyanlarının yok sayılarak, ... tarafından beyan edilmediği halde tutanağa işlenen "incelemenin tamamlandığı" beyanının gerekçe göstererek davalı şirkete yeniden gidilerek incelemenin tamamlanmasına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ileri sürerek, 14.03.2016 tarihinde başlanan incelemenin tamamlanması için davalı şirket merkezine yeniden gidilmesine ilişkin taleplerinin reddine dair İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4918 Esas sayılı dosyasında verilen 15.03.2016 tarihli ret kararının kaldırılarak, incelemenin tamamlanması taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2016/4918 Esas sayılı icra takibine dayanak karar ve tavzih kararının hukuka uygun bir şekilde infaz edildiğini belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin, davalı tarafından bir kısım bilgi ve belgelerin incelemeye sunulmamış olması nedeniyle, incelemenin tamamlanmadığını ileri sürerek yeniden inceleme talebinde bulunduğu, İcra Müdürlüğünce davacılar vekili tarafından temin edilen uzman ...'un 14/03/2016 tarihli icra tutanağındaki beyanı göz önünde bulundurularak talebin reddine karar verildiği, mahkeme ilamının infazına ilişkin 14/03/2016 tarihli tutanağın incelenmesinde, ilam gereği inceleme için tespit mahalline gidildiği, tespit isteyen kişi tarafından seçilen uzman bilirkişi ...'un imzalı beyanı ile incelemenin yapıldığı ve bitirildiğinin sabit olduğu, mahkemenin 2014/1103 Esas 2016/27 karar sayılı kararı ve 26/02/2016 tarihli tavzih kararında belirtilen bilgi alma ve inceleme hakkının kullanıldığı anlaşıldığından, İcra Müdürlüğü’nün 15/03/2016 tarihli davacılar vekilinin davalı şirket merkezine yeniden gidilmesine ilişkin talebinin reddi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine kesin olarak karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiş, mahkemece 22/01/2021 tarihli ek karar ile kararın kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir. Temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan ek kararın ONANMASINA, istekleri halinde aşağıda yazılı 37,90 TL harcın temyiz eden davacılara iadesine, 19/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.