3. Hukuk Dairesi 2017/13188 E. , 2017/12996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, menfi tespit davasının kabulüne ve istirdat davasının kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kurumun ... nolu ticarethane elektirik abonesi olduğunu, bu abonelikten dolayı hakkında 24.218,02-TL"lik fatura düzenlendiğini ancak faturaya konu borçların bir kısmının mahkeme kararı ile iptal edildiğini, bir kısım borcun ise tarafınca ödendiğini belirterek, faturaya konu borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile fazladan ödediği 3.751,08-TL"nin yasal faizi ile birlikte tarafına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı; dava konusu faturanın ... Elektirik Perakende Satış A.Ş. tarafından tanzim olunduğunu husumetin adıgeçen tarafa tevcih edilmesini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne, davacının 24.218,02 TL tutarındaki elektrik tüketim borcundan dolayı borçlu olmadığının tespitine; alacak davasının kısmen kabulü ile 1.183,38 TL"nin 19/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
I-)Dava, davalı tarafından tanzim olunan elektrik faturasından dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdatı talebine ilişkindir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Dosya içerisinde bulunan, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/547 Esas-2007/36 Karar sayılı dosyasının tetkikinde, davacı ... Süngür"ün, davalının Dedaş Elektirik Dağıtım Müessesesi aleyhine, ... nolu elektirik aboneliğine ilişkin olup, ödenmeyen faturalar toplamı olan 4.288,54-TL"den sorumlu olmadığının tespiti davası açtığı; bu davada mahkemece yapılan yargılama neticesinde davacının 20.04.2005 tarihi itibariyle 659,51-TL borcu olduğunun tespitine karar verildiği ve kararın 10.01.2008 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda dosya kapsamından; davalı kurum tarafından, sözkonusu aboneliğe ilişkin ödenmemiş toplam 29 faturadan dolayı davacı hakkında 24.218,02 TL"lik fatura düzenlendiği, bu faturanın tanziminden evvel davacı tarafından, davalının Halk Bankası hesabına 26.09.2009 tarihinde 2.017,85-TL ödeme yapıldığı; yine yargılama sırasında davalı vekili tarafından, dava konusu edilen 24.218,02 TL borca ilişkin iptal edilen faturaların olduğunun beyan edilmesi üzerine, bu durumun tespitine yönelik olarak mahkemece davalı kuruma yazılan müzekkereye cevaben dosyaya sunulan 06.06.2017 tarihli yazıda, davacı adına olan borcun iptal edilmediğini ancak davacı borcunun toplam 7.740,38 TL olduğu bildirilmiş olup; dosyaya sunulan 03/02/2015 tarihli bilirkişi raporu ile de; davacının kesinleşmiş yargı kararına göre 26.09.2005 tarihi itibariyle toplam borcunun 699,32 olduğu; bu tutarın davacının yaptığı 2.017,85 TL ödemeden düşüldüğünde davacının 26.09.2005 tarihi itibariyle davalı şirketten 1.318,53 TL (Bilirkişi raporunun sonuç kısmında sevhen 1.183,38 TL olarak yazılan) alacaklı olduğunun belirtildiği ve mahkemece bu raporun hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Oysa, davalı tarafından dosyaya ibraz edilen 06.06.2017 tarihli yazıda davacının nihai borcunun (kesinleşmiş yargı kararı ile hüküm altına alınan 659,51 TL dahil edilerek) toplam 7.740,38 TL olduğunun bildirilmiş olmasına ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 30.01.2007 tarih ve 2005/547 Esas-2007/36 sayılı kararı ile de davacının sorumlu olduğu bedelin 659,51 TL olduğunun hüküm altına alınmış olmasına rağmen, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bu bedelin davacının alacaklı olduğu bedelden mahsup edilmeden hesaplama yoluna gidilmiştir.
Bu itibarla; mahkemece yukarıda açıklanan eksiklikleri karşılar nitelikte bilirkişiden ek rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda I nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.