Gereği görüşülüp düşünüldü: Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan sanık ..."ın yapılan yargılaması sonunda mahkumiyetine dair Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesince verilen 29.04.2019 gün ve 2019/1233 Esas, 2019/987 Karar sayılı hüküm sanık müdafileri tarafından temyiz edilmekle; sanık müdafii ... tarafından incelemenin duruşmalı olarak talep olunması üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.12.2019 tarihli tebliğnamesi ile Dairemizce gönderilmekle duruşma isteminin süresinde ve yerinde olduğu anlaşıldığından tayin olunun 11.03.2020 günü Cumhuriyet Savcısı ... hazır olduğu halde duruşma salonunda oturum açılarak sanık müdafi Av. ..."in savunmasını yapmasından sonra kararın tefhimi için duruşmanın bırakıldığı 18.03.2020 günü celse açılmış dava evrakı incelenerek sanık müdafinin yokluğunda aşağıdaki hükümler tefhim olunmuştur. Gereği görüşülüp düşünüldü: I-Sanık hakkında mağdur ..."a karşı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafilerinin, birbiriyle çelişen soyut beyanlara dayanılarak hüküm kurulduğuna, tanık beyanları dikkate alındığında sanığın atılı suçu işlemediğinin sabit olduğuna, yerel mahkeme ve bölge adliye mahkemesinin çelişkileri gidermeden hüküm kurduklarına, cezanın miktarına, kabul anlamına gelmemekle beraber sanığın cezasından TCK.nın 110.maddesi gereğince indirim yapılması gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nın 302/1.maddesi uyarınca TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİNE, II-Sanık hakkında mağdur ..."a karşı kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde ise; Yerinde görülmeyen sanık müdafilerinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında TCK.nın 109/2. maddesi gereğince tayin olunan cezanın asgari sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ancak sanık hakkında hüküm kurulurken TCK.nın 61. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılmasında, 5237 sayılı TCK.nın 3. maddesinde yer alan "suç işleyen kişi hakkında fiilin ağırlığıyla orantılı cezaya hükmolunur" şeklindeki orantılılık ilkesi ile hak ve nesafet kuralları gözetilmeden oluşan zarar miktarına uygun düşmeyecek şekilde alt sınırın çok üzerinde cezaya hükmedilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321.maddeleri gereğince BOZULMASINA, 18.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.