17. Hukuk Dairesi 2015/16948 E. , 2016/3484 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."ya kasko sigortalı davacıya ait aracın davalıların maliki ve sürücüsü olduğu araç ile çarpışmaları sonucu hasarlandığını, kazanın asli olarak davalının kusurundan kaynaklandığını, davacının servis işleri yürüttüğünü, kazanın aracın ekonomik değerinde önemli bir kayba yol açtığı gibi davacının işlerinin de 39 gün aksamasına neden olduğunu, aracın tamir süresince de araçtan yararlanılamadığını, bu da davacının fiili zararlar yanında belirli bir kardan yoksun kalmasına da yol açtığını, fazlaya ilişkim tüm hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan araçta meydana gelen 1.000 TL değer kaybı ile belirli bir kardan yoksun kalmasına neden olduğundan bu zarar için de 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500 TL’nin olay tarihi olan 23/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte tahsiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 08/05/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 1.500,00 TL olarak talep ettikleri tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 2.760,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı ... vekili; davacı tarafın kusurlu olduğunu, istenilen talepleri kabul etmediklerini ve tazminatların yasal dayanaktan uzak olduğunu, araçtaki hasarın sigorta şirketi tarafından giderildiğini, öncelikle kusur oranının davacı yönünden tekrar değerlendirilerek kusursuz olmayan davacının davasının reddine verilmesini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davacı aracının sigorta şirketi nezdinde trafik sigorta ve kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacının kaza sonucu araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin tazminat ve kazanç kaybına ilişkin tazminat taleplerinin trafik ve ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçeleri teminatı kapsamında olmadığını, söz konusu poliçelerin doğrudan meydana gelen zararlar için teminat içermekte olduğunu, dolaylı zararlar için teminat tahsis etmediğini, bu nedenle de söz konusu taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Diğer davalı ... duruşmada karşı taraf ile uzlaşma olanağı olmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile 2.760,00 TL"nin davalılar ... ve ..."dan kaza tarihi olan 23/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine verilmiş; hüküm davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kasko sigorta sözleşmesine ve haksız fiile dayanılarak açılan trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı ve araç mahrumiyeti istemine ilişkindir.
Davalı ... şirketi, davacıya ait aracın kasko sigortacısı olup Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları A.1.maddesinde belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda doğrudan uğrayacağı maddi zararları teminat altına alır. Davacı vekili değer kaybı ve araç mahrumiyeti zararının davalıdan da tahsilini istemiştir. Davacının bu tazminat talebi, Kasko Sigortası Genel Şartları ve poliçe özel şartları uyarınca kasko sigortası teminat kapsamında bulunmamaktadır. Bu husus ve poliçenin tam metni dosya arasına alınıp davacının taleplerine ilişkin özel kloz olup olmadığı değerlendirilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması davalı .... yönünden bozmayı gerektirmiştir.
2-Kabule göre de değer kaybı hesaplama yöntemi yanlış ve araç mahrumiyeti ile ilgili araştırma da eksik yapılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda araçtaki değer kaybının tespiti, Dairemizce değer kaybının belirlenmesi hususunda esas alınan, aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2.el piyasa değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el piyasa değeri arasındaki fark kriterine uyulmaksızın aracın yaşı, hasar durumu ve piyasa koşullarına göre genel bir niteleme yapılarak sağlanmıştır. Değer kaybı konusunda genel bir değerlendirme ile değer kaybının tespit olunduğu bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Bu durumda aracın varsa daha önce yapmış olduğu kazalara ilişkin hasar dosyaları getirtilerek aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması konusunda aynı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde eksik inceleme ile hükme elverişli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...."ye geri verilmesine, 21/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi.